Barbie bebek anoreksiyaya neden oluyor

Filminin vizyona girmesiyle birlikte yeniden trend haline gelen Barbie bebeklerin psikiyatrik hastalıklara davetiye çıkardığını söyleyen Doç. Dr. Taha Can Tuman, “Barbie bebeklere benzemeye çalışan modeller, photoshop’lu reklamlar ve sosyal medya paylaşımları özellikle genç kızlarda beden algısında bozulmayı tetikliyor. Pek çok psikiyatrik hastalığı tetikleyen sendrom aynı zamanda sonuçları ölümcül olan Anoreksiyanın gelişmesine de yol açıyor” dedi.

filminin vizyona girmesiyle son günlerde sosyal medyada yeniden trend olan Barbie furyasının özellikle genç kızlarda yeme bozukluğunu tetikleyebileceği uyarısında bulunan Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Taha Can Tuman, “Kültürel olarak zayıf görünmenin idealize edilmesi, özendirilmesi moda ve magazin dünyasında zayıf ve ince olmanın beğenilmenin ve başarmanın koşulu gibi sunulması, ailede zayıf görünümü destekleyen tutum ve davranışlar, kilolu olduğu için eleştirilmesi, genç kızların beden algısında bozulmaya ve anoreksiya gelişimine zemin oluşturur” dedi. Tuman, şunları kaydetti:

“Bunun dışında Barbie bebekler, Barbie bebeklere benzemeye çalışan modeller, photoshop’lu reklamlar ve sosyal medya paylaşımları özellikle genç kızlarda beden algısında bozulmayı tetiklemekte, gerçeklikle ve sağlıkla bağdaşmayan vücut ölçüleri, sadece bu ölçüleri yakalayınca güzel olunacağı, kusursuz beden ile güzellik ve başarının elde edileceği mesajını vermektedir. Barbie bebeklerle oynayan çocuklar ve zayıf mankenlerin olduğu reklamlara ve sosyal medya paylaşımlarına maruz kalan genç kızlar, kendi bedenlerinden dolayı daha mutsuz hissettirmektedir. Bu durum yeme bozukluklarının gelişimine zemin hazırlayabilir.”

YEMEKTEN KORKUYLA BAŞLIYOR

Gerçekdışı beden görünümü beklentisinin genç kızlarda beden algısında bozulmaya yol açabildiğini belirten Doç. Dr. Tuman, şöyle devam etti: “Bu durum kilo almaktan aşırı korkmaya neden olabilir. Yemek yemeyi aşırı kısıtlayabilir, sağlığını bozacak uygunsuz diyetler yapabilir, kalori hesabı ile öğünlerini belirleyebilir, yemek yemekten aşırı korkabilir, beden algısı bozulduğu için zamanla kilo kaybetmesine rağmen kendisini kilolu hissedebilir, kilo almamak için yediklerini kusma, aşırı egzersiz yapma, ilaç kullanımı gibi uygunsuz davranışlar sergileyebilir.”

DEPRESYONA DA DAVETİYE ÇIKARIYOR

Doç. Dr. Tuman, tedavi edilmediği takdirde anoreksiyanın hayatı tehdit ettiğinin altını çizerek, “Anoreksiya hastalarında sıklıkla depresyon eş tanısı da vardır. Aşırı kilo vermeye bağlı hormonal dengesizlikler, adet görememe, kas kaybı, dişlerde çürüme, kemiklerde zayıflama, böbrek hasarı, beyinde küçülme, elektrolit dengesizliği ve buna bağlı kalpte ritim bozuklukları ve ani kalp durmasına bağlı ölümler görülebilir. Aşırı ve hızlı kilo kaybı ve intihar riski varsa hastaneye yatış gerekebilir.” Tuman, ebeveynlere belirtileri gösteren çocukları için mutlaka uzmanlardan yardım almaları tavsiyesinde bulundu.

İKİ FARKLI TÜRDE BELİRTİLERE DİKKAT!

Anoreksiya hastalarının belirgin biçimde düşük beden ağırlığına sahip olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tuman, anoreksiyanın ayrıca kısıtlayıcı ve bulimia olmak üzere iki farklı tipi olduğunu kaydetti. Tuman, bu iki tipin farhlı belirtilerini ise şu ifadelerle sıraladı:

“Kısıtlayıcı tipinde kalori alımını aşırı kısıtlama, aç kalma veya aşırı egzersiz ile kilo verme çabası varken, bulimia tipte tıkınırcasına yeme ve yediklerini kusma ya da lavman, laksatif ve idrar söktürücü ilaç kullanımı ile çıkarma şeklinde davranışlar görülür. Yeme bozuklukları birbirine dönüşebilir.”