İSTANBUL DA BİR GARİP UYGULAMA

İSTANBUL DA BİR GARİP UYGULAMA

Adamlar yenidünya düzenini inşa ediyor ve bu uğurda yapmadıkları yok desek sanırım yerinde olur. Biz ise hala, eski dünya da ısrar ediyoruz.

Kimi coğrafyasını genişletiyor, kimi uzaya kargo gönderiyor, bizim ise internet alışverişlerinden aldığımız ürünlerin kargosu bile dillere destan geliyor. Ülkemi kötüleyenleri hiç sevmedim, benim ülkem ne de olsa dedim, belki de birçoğumuz böyle dedik. Biz böyle dedikçe sorumluluk sahibi olanlar “aman nasılsa ses çıkaran yok” diyerek parmağına göre takılıyor.

“Öyle deme, biz, ciddi yol aldık sen göremiyorsun” diyenler yok değil, yol aldık evet, mesela tuvaletlere bile turnike sistemi yerleştirdik. Her ne kadar tuvaletlerde pislikten yeni bir virüsü icat etmek üzere olsak da, paradan kimsenin kaçamayacağı alternatif fikirler ürettik. Peçetesi, tuvalet kâğıdı, hatta zaman zaman sabun bile bulunduruyor olmasakbile, para olayını çözdük “helal olsun” para olayı demişken, bu işi bir adım daha öteye taşınlar yok mu? Var tabi ki.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, parlak bir fikirle zamanın ödeme şeklini tercih etmiş tuvaletlerde, mesela; Kartla geçiyorsun turnikeden sonra işini görüyorsun. Kart dedimse öyle herkesin cebinde olan, banka kartı ya da kredi kartı değil,o zaman iş kolay olur, zor olmalı kardeşim zor, tuvaletini yapmayı hak etmelisin. İstanbul kart evet yanlış duymadınız İstanbul kart, hem de bunu Esenler Otogar da uyguluyor zeki Belediyemiz. Otogar demek, İstanbul da ikamet etmeyenlerinde çokça geldiği yer demek, bu da birçoğunda İstanbul kart yok demek oluyor. Zekâya bakar mısınız? “Yenidünya düzeni bu işte” 

Bu anlayışın mealini açıklayacak olursak; “İstanbul kartın yoksa donuna yap” demektir. Bir de girişine kamera sistemi yerleştirdiler ki, gelenlerin kartı yoksa turnike dibinde gizlice iş görmesinler diye. İstanbul kartı tuvalete girerken okutmak zorundasın, el insaf, bari çıkarken okutmak zorunda olsun da en azından adam rahatlasın sonra bir hal çaresine baksın bu kart işinin. “yok, efendim İstanbul kartın yoksa patla, prostat ol” sende hiç vicdan yok mu? Yok, kardeşim ne vicdanı“ Biz, on altı milyon İstanbullu için çalışıyoruz” onların hakkını yedirmeyiz! 

Allahtan cebimde İstanbul kart vardı, vallahi sırf kameralara poz veresim geldi. Ama suç sadece İstanbul Belediyesinin değil, suçun bir kısmı bizde, bir bölümü de değerli büyüklerimizde. Bu çağda hala cebimizde onlarca farklı karttaşımak zorundayız. Çip takılı kimlik kartları yaptınız, bu kartlara banka sistemlerini işleyin, vatandaş yine hangi banka ile çalışıyorsa o bankanın ATM sine taksın kartını ve işlemini yapsın. Hatta hangi şehre giderse o şehrin toplu taşıma araçlarına rahatça binsin, Bursa’dan gelen de, Eskişehir’e giden de, sorunsuz seyahatini de yapsın, tuvaletini de.

On altı milyon insan için, ya da seksen altı milyon insan için değil, birazda insanlık için çalışın.

MEHMET HACIİSMAİLOĞLU