100 bin Müslüman Mescid-i Aksa'ya akın etti! Vahşet altında bayram namazı

İsrail'in Filistin üzerindeki vahşeti devam ederken, Müslümanlar işgal altındaki Doğu Kudüs'te yer alan Mescid-i Aksa'ya akın etti. Kurban Bayramı için Mescid-i Aksa'ya giden yüz bin Müslüman bayram namazını kıldı. Namazın ardından bayramlaşan Müslümanlar, birbirlerine şeker, helva ve tatlı ikramında bulundu. İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa'da yüz bin Müslüman Kurban Bayramı namazını eda etti. Kudüs İslami Vakıflar Dairesinden yapılan açıklamaya göre, Mescid-i Aksa'da bayram namazı yaklaşık 100 bin kişiyle kılındı. Binlerce Filistinli ve yabancı Müslüman, bayram namazı için sabahın erken saatlerinde Mescid-i Aksa'ya akın etti. Namazın ardından bayramlaşan Filistinliler, birbirlerine şeker, helva ve tatlı ikramında bulundu. Gençler de bayram namazını kılmak için aileleriyle Aksa'ya gelen çocuklara hediyeler dağıttı. FİLİSTİN İSRAİL'İN KONUTLARINA TEPKİ GÖSTERDİ Filistin yönetimi, İsrail'in, işgal altındaki Batı Şeria’da yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi kapsamında, 5 bin 700 yeni konut inşasını onaylamasını, "İsrail'deki aşırı sağ için ödül ve Filistinlilere karşı daha fazla saldırı fırsatı" şeklinde değerlendirerek, kınadı. Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, karara tepki gösterildi. "Yeni konutların inşası, İsrailli aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile onların benzerleri ve terörist yandaşları için bir ödüldür." denilen açıklamada, bu konutların İsrail'in aşırı sağı tarafından Batı Şeria'daki "Yahudi terörizminin üslerini genişletmek" için kullanılacağı ve bunun da onlara savunmasız Filistinlilere yönelik saldırılarını artırmaları için daha büyük bir fırsat vermek anlamına geldiği ifade edildi. İsrail'in, "Filistin vatandaşlarının topraklarındaki yerleşimlerini derinleştirmek ve genişletmek için" yaklaşık 5 bin 700 yeni konutun inşasını onaylama kararının şiddetle kınandığı açıklamada, İsrail'in bu kararı, uluslararası meşruiyete ve kararlarına karşı "iğrenç bir saldırı" ve uluslararası toplum ile ABD'nin yerleşimleri reddeden tutumlarını hafife almak anlamına geldiği kaydedildi.