Bakan Tunç: Parlamentomuz dünyaya demokrasi dersi veren bir karara imza attı

Adalet Bakanı Tunç: Meclisimiz, Dünyaya Demokrasi Dersi Veren Bir Karar Aldı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, NTV'de yaptığı canlı yayın konuşmasında güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, İsrail'in Filistin'de gerçekleştirdiği saldırılar hakkında şunları söyledi: "7 Ekim'den beri bir katliam yaşanıyor. Soykırım suçunun tüm unsurları mevcut. 40 binden fazla insan hayatını kaybetti." Anayasa Mahkemesi'nin Türk Medeni Kanunu'nda "Evlenen kadının kocasının soyadını alacağını" öngören hükmün iptal edilmesiyle ilgili de konuşan Bakan Tunç, "Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesi açık. Bu gerekçeye dayanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki milletvekillerimizin en doğru kararı vereceklerine inanıyorum." dedi. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ EN DOĞRU KARARI VERECEK Kadınların evlilik sonrasında kendi soy isimlerini kullanmaları hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararının süresinin dolmasıyla ilgili soru üzerine Bakan Tunç, bu konunun yoğun tartışmalara konu olduğunu belirtti. Özellikle Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası Medeni Kanun'un ilgili maddesinde düzenleme yapılmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Bakan Tunç, Türk Medeni Kanunu'nun 1926 tarihli ilk haliyle "Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır" şeklindeki düzenlemenin, sonrasında "Kendi kızlık soyadı ile beraber kocasının soyadını kullanabilir" şekline dönüştüğünü hatırlattı. Anayasa Mahkemesi'nin de "Kocasının soyadını kullanmayabilir" şeklinde bir karar verdiğini anımsattı. Bakan Tunç, bu konuda karar verme yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde olduğunu belirterek, "Milletvekillerimiz en doğru kararı verecektir. Medeni Kanunumuzun o maddesi iptal edildiği için bir düzenleme gerekiyor. Medeni Kanunumuz, kişiler hukuku, aile hukuku ve miras hukuku açısından önemli bir temel kanundur. Dolayısıyla, zaman içinde toplumun ihtiyaçları doğrultusunda değişmesi gereken hususlar varsa, bu Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinin takdirindedir. Kadının soyadı konusunda bir tartışma yaşanıyor. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesi ortada. Bu gerekçeye dayanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki milletvekillerimizin en doğru kararı vereceklerine inanıyorum." dedi. ALTERNATİF UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YÖNTEMLERİNİ ÖNEMSEMEKTEYİZ 9. Yargı Paketinden de söz eden Bakan Tunç, paketiyle ilgili şu açıklamayı yaptı: "9. Yargı Paketi Ekim ayına ertelendi. Ekim ayının ilk işlerinden biri olacak. 9. Yargı Paketinde önemli düzenlemeler var. Arabuluculuk sistemini daha da etkinleştirmek ve tecrübeli hukukçuların arabulucu olabilmesini sağlamak için düzenlemeler yer alıyor. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini önemsiyoruz." dedi. 7 EKİM'DEN BERİ BİR KATLİAM GERÇEKLEŞTİRİLİYOR Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İsrail'in 7 Ekim'den beri Filistin'de bir katliam gerçekleştirdiğini belirtti: "Soykırım suçunun tüm unsurları mevcut. 40 binden fazla insan katledildi. Yaklaşık 2,5 milyon insan 7 Ekim'den beri evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldı. 16 bin çocuk hayatını kaybetti. 10 bin kadın şehit edildi." dedi. Dünyanın gözü önünde açıkça bir soykırım işleniyor diyen Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı İsrail Başbakanı, Dışişleri Bakanı ve askeri yetkililer hakkında tutuklama kararı talep etti. Uluslararası Adalet Divanı'nın Soykırım Sözleşmesi'nin ihlali nedeniyle tedbir kararı da mevcut. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararı var. Tüm bu kararlara uymayan, hakkında yakalama kararı olan, yakalama talep edilen, Uluslararası Adalet Divanı'nın tedbir kararını hiçe sayan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını uygulamayan, bir asır boyunca uluslararası hukukun hiçbir kararına uymayan bir devlet gibi davranan bir örgüt var ortada. Soykırım suçlusu Amerikan Kongresi'nde gidip konuşma yapabiliyor ve o soykırım suçlusunu ayakta alkışlayabiliyorlar. Bu dünya tarihine kara bir leke olarak geçti o alkışlayanlar. Ama bizim parlamentomuzda o alkışlayanları kınayan ve dünyaya demokrasi dersi veren bir karara da imza attı." HALAY ÇEKTİKLERİ İÇİN GÖZALTINA ALINAN YA DA TUTUKLANAN YOK "Halay çekmek gözaltı sebebi oldu" şeklindeki iddialarla ilgili soru üzerine Bakan Tunç, şunları söyledi: "Halay da horon da zeybek de bizim kültürümüz. Burada tamamen bir çarpıtma, bir tuzak var. Halay çektikleri için gözaltına alınan ya da tutuklanan yok. Demokratik hukuk devleti terörü ve şiddeti reddeder. Terör örgütü elebaşına yönelik tezahürat yaparsanız, terör propagandası yaparsanız, hukuk devleti gereğini yapar. Anadolu'nun her yerinde halay çekiliyor, horon tepiliyor, zeybek oynanıyor. Son 22 yıla baktığımızda, Kürtçenin yasak olduğu bir dönemden geliyoruz. Kürtçe şarkının yasak olduğu dönemleri geride bıraktık. Hiç kimse 'Kürtçe şarkı söylemek yasaklanıyor' dememeli. Kürtçe şarkı söylediği, halay çektiği için değil, terör propagandası yaptığı için yargının devreye girmesi söz konusu. Milli birlik ve beraberliğimize yönelik konularda hassasiyetimizi sürdürmeye devam edeceğiz."