Narin davasında karar - Narin Güran cinayeti davasında karar günü
Narin davasında karar - Narin Güran cinayeti davasında karar günü
Narin Güran cinayeti davasında 2. gün: Sanıklar son savunmalarını yaptı... 'Enes'i kurtarma operasyonu yaptılar'
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması devam ediyor. Duruşmada, tutuklu sanık amca Salim Güran, Nevzat Bahtiyar ve Enes Güran son savunmasını yaptı. Salim Güran, savunmasında medyayı suçlayarak "Yeğenimin ölümüyle burada yargılanıyorum. Dağ gibi kardeşim çökmüş. Ailem, hepsi perişan. Yeter artık lütfen. Niye bu kadar kötülük, art niyet? Bakın bir DNA yüzünden başıma ne geldi. Suçlamalarımı kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum" ifadelerini kullandı. Duruşmada Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz, "Enes'i kurtarma operasyonu yaptılar" dedi. Öte yandan dava 28 Aralık Cumartesi bugün başladı.
Narin davasında 2. gün! Salim Güran, Nevzat Bahtiyar ve Enes Güran'dan son savunmalar
DURUŞMA CUMARTESİ BUGÜN 10.00'A ERTELENDİ
Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek’in savunmasının ardından, diğer avukatı Muhammed Fatih Demir savunmasına başladı. Demir, davanın örnek bir dava olacağını ifade ederek, “Dünya tarihine geçecek bir dava görülüyor. Kolluk kuvvetlerine öğreteceğiz. Yarın öbür gün bir olayda neler yapıp, neler yapılmaması gerektiğini, Narin gibilerin öldürülmemesi için örnek bir dava olacak. İnsanlar idam istiyorlar, biz bu talebi reddediyoruz. ‘Sanıklar en ağır cezayı alsın’ diye sosyal medyada insanlar konuşuyor. Niye en ağır ceza verilsin ki? Faile tek istensin, suçu olmayan kişi neden ceza alsın? Yasa koyucu, masumların cezalandırılmasını istemiyor. Ceza kanununda yorum yok, dar yorumlayacaksın. Herkes korkuyor, serbest bırakılan biri ya sonradan suçlu çıkarsa diye. CMK’da var bu. Eğer öyle bir şey varsa, yeniden yargılama mümkündür. Amacım, bir daha küçücük bir kızın katilinin bulunmasını ve zarar gelmesine engel olunmasıdır. Ben müvekkillerime inanıyorum. Sen kolluk görevisin. Kimsenin ifadesine bakmadan delilleri bulacaksın” dedi.
‘O DAKİKALARDA BU DOSYAYA GÖRE NARİN’E EN YAKIN KİŞİ NEVZAT’
Avukat Muhammed Fatih Demir, “İddia makamının iddianamesinde, ‘Güran ailesinin delilleri karartıyor’ iddiasını kabul etmiyoruz. Jandarma tutanaklarında bir sürü kişinin beyanı alınmış bunların hangi moralle yazılmış olduğunu nereden bileceğiz. Nevzat Bahtiyar’ın toplam 7 ifadesi vardı. Dünkü ifadeyle birlikte 8 oldu. Daha da fazla çalışacaktık ancak zaman kısaydı. Yazılı beyanımda ‘Çelişkili beyan’ meselesini anlattım. Nevzat Bahtiyar, inanılmaz zekidir. O kadar zeki ki. Narin’in naaşı bulunmadan önce ilk ifadesinde 'O gün Salim’i aradın mı?' diye soruyorlar, 'Aramadım,' diyor. Sonra arama kaydı ortaya çıkıyor, 'Aa, şimdi hatırladım,' diyor. Nevzat’a 15.08’deki arama kaydını sorduğumuzda adeta kuduruyor. Neden o gün, neden o saat? Eşi ise o gün Nevzat’ın köyde olmadığını söylüyor. Nevzat’a sordum, 'Sen annenin hortumunu çekiyordun, suyu nasıl açıyordun?' dedim. Bana öyle bir cevap verdi ki, 'Annemin evinin avlusundan' dedi. 15.08’de Salim ile konuştu, sonra patlıcan sulamaya gitti. O da ilginç. 52 yaşındasın, akıllısın da bak beyanların neye yol açıyor. Narin’in camiden çıkıp evine gittiği zaman ‘Narin’i görmedim’ diyor ama görmüş ve inkar ediyor. Bu tesadüf gibi olabilir ama değil. O dakikalarda bu dosyaya göre Narin’e en yakın kişi Nevzat. Bu olağan ve normaldir. Nevzat 30 dakika boyunca dere kenarında ne yaptığını açıklayamıyor. Orada ne yaptı orası karanlık olacak. O söylemeyene kadar bu açığa çıkmayacak. Adli hatalar, medya ve sosyal medyanın mahkemeyi etkilemesi. Ben o yüzden size ‘Sosyal medyadan uzak durun’ demiştim ilk duruşmada” diye konuştu.
AVUKATLAR SALONDAN ÇIKARILDI
Muhammet Fatih Demir, savunmasını yaparken, söz almadan konuşan bir avukatın salondan çıkarılması istendi. Buna tepki veren başka bir avukat daha salondan çıkarıldı. Savunmasına devam eden Demir, “Kıymetli bir baro bu dosyada kendini yanlış konumlandırdı” deyince, barodan bir avukat daha Demir’e söz almadan cevap verdi. Mahkeme Başkanı, daha önce uyardığını söyleyerek, üçüncü avukatın da dışarı çıkarmasını istedi.
‘SAAT KONUSUNDA YANILGIYA DÜŞMESİ DE GAYET NORMAL’
Enes Güran’ın, saat konusunda yanılgıya düşmesinin normal olduğunu belirten Demir, “Her gün köyde basın vardı, insanın davranışları da bu durumda değişir. Önümüze 10 kamera konsa, bu durum herkesi tuhaflaştırır. Enes hoş bir çocuk, köyün delisine bile cebindeki parayı veren bir çocuk. Tanısanız, onu çok seversiniz, normal hayatınızda da çok seversiniz. Yasaya uygun bir şekilde hüküm kurmanızı talep ediyorum. Benim aklım almıyor, tamamen varsayım, yorum ve hayal gücü. Narin’in eve çok yakın bir yerde kaybolması, olayın organize bir şekilde saklandığı mütalaasında ele alınıyor. Ama gerçekten düşündüğünüzde, ortada sadece varsayım ve yorum var. Saat konusunda yanılgıya düşmesi de gayet normal. Videolarını görüyorsunuz, kardeşini ararken yere düşüyor. Psikolojik durumu böyle. Hatta kardeşinin mezarını bile görmedi” diye konuştu.
DURUŞMA BUGÜN
Demir’in savunmasının ardından Mahkeme Başkanı, duruşmanın cumartesi sabah saat 10.00’a ertelenmesine karar vermişti.
‘ESAS HAKKINDA MÜTALAAYA İŞTİRAK ETMİYORUZ’
Narin’in ağabeyi Enes Güran’ın savunmasının ardından söz alan avukatı Mahir Akbilek, “Esas hakkında mütalaaya iştirak etmiyoruz. (Dar alan baz çalışması hakkında), atanan bilirkişi yeminle başlamak zorundadır. 3 Eylül tarihli tutanakta adı geçen bilirkişilerin imzaları görünmüyor metinde. 29 Ağustos’ta hangi yetkiyle gidiyorsun? Biz senin var olduğunu bilmiyoruz. Bizim açımızdan müvekkilim hakkında yalan iddiada bulunan sizsiniz. Sizi sorgulayamıyoruz. Sizi göremiyoruz. Günler sonra yemin ediyorsunuz. Aynı yemin tutanağının altında yazıyı ve ekindeki soruşturma dosyasını teslim aldım. Bizim açımızdan bunlar tanık. Bilirkişi görünümlü tanıkların kendi ek raporlarındaki ilgili kısmı koyacağım. Salim Güran’ın ilk ifadesi dışından herhangi bir delile temas edilmemiş, sadece sahada yapmış olduğumuz çalışmalar baz alınmıştır. Bir hukukçu bunu savunur mu? Bunu savunan neyi savunduğuna bir baksın önce. Özetle bu yasak delildir” dedi.
‘TELEFONU HAREKETSİZ VE ŞAHİTLERLE UYUDUĞU BELLİ’
Akbilek, Enes Güran’ın telefonunun hareketsiz olduğunu belirterek, “Ek raporunda bize kızmış. ‘Ben öyle bir çalışma yaptım ki, içinde yorum bulamazsın’ diyor. Teknolojik böyle imkanımız var ve bu davayı bekledi, öyle mi? Kıymetli çalışmalar var. Bizi üzen, buna tartışmasız iman etmemizin beklenmesi. Bu rapor dayanak olarak kendini gösteriyor. Böyle bir teknoloji yok. Dar alan baz çalışması, bizim müvekkilin işine gelir. Telefonu hareketsiz ve şahitlerle uyuduğu belli. GSM şirketleri 8 saatte bir kayıt yapıyor. Bu teoriler doğru olsaydı robotik yargılamalar yapılırdı. Salim Güran’ın kimliği belirlenemeyen bir araçla Narin’in gömüldüğü yere gittiğine dair iddialar, çürütüldü. O aracın hareketini tespit etseydiler, etrafında insanlar da görülecekti. Arama- tarama faaliyeti yapılıyor. Dikkat edilirse araç yönünü değiştirip ışık veriyor” diye konuştu.
‘İDDİANAME, İADE SEBEBİDİR’
Narin’in, görüntülere göre kendisine seslenen bir kişiye yönlendiğini değerlendirdiklerini belirten Akbilek, “Sanık Enes’in nasıl gerçekleştiği iddianamede ve mütalaada anlaşılmayan cinayet, o karara nasıl iştirak ettiğine dair tespit bulunmaksızın, iddianame iade sebebidir. Daran-2 kamerası açıyı doğru tespit edemiyor. Mahallenin çok uzak olması. Çözünürlüğünün düşük olması sonucunda, Narin olduğu değerlendirilen karaltının durduğu yeri ahırın önü olarak belirlemişse de Daran-2’nin açısı değerlendirildiğinde, en önemlisi yamacın görülemeyeceği, bize o karartı Narin değil, biz iki karartı görüyoruz. Sonra üçüncü bir karartı. O karartı aşağı doğru iniyor. Biz Narin’in kendisine seslenen kişiye doğru gittiğini düşünüyoruz. Bu mümkün bir senaryo gibi görünüyor. Karar aşamasındasınız. Nasıl yapacaksınız, biz kendi imkanlarımızla bu görüntüyü iyileştirmeye çalışacağız. Kurumlar var ama yetişmeyecek gibi gözüküyor. Kamera açısına bakıldığı zaman, bahçe denilen şeyin yamaç olduğu anlaşılacaktır. Çatı zannedilen beyazlık, ahırın yan duvarıdır” dedi.
Ardından, bir mühendisin iyileştirdiği görüntüler izlettirildi. Mahkeme Başkanı, görüntüde konuşan kişinin metnini isteyerek, daha sonra tekrar izleneceğini söyledi.
‘NEVZAT BAHTİYAR, GERÇEĞİ PARÇA PARÇA BİZDEN UZAKLAŞTIRMAKTADIR’
Akbilek, Enes Güran ile ilgili somut bir isnat olmadığını belirterek, “Köyde meydana gelen yangınların sebebini kolluk tespit etmiş. Kolluk da ‘Narin’in cansız bedeninin bulunmasını engelleme’ olarak tanımlanmış. Yine Enes ile ilgili somut bir isnat da yok. Jandarmayı dinlemek ve terlik meselesi çok konuşuldu. Bu yönlü doğrudan Enes’i ilgilendiren isnat yok. Terlik olayının iddia makamı tarafından tanımlanma şeklini de kabul etmiyoruz. O terliği bulup, ‘Narin’in olabilir’ deyip getirmesiyle, tutuklanması. Bilirkişi Arif’in evinin yüksek olması nedeniyle, 22 baz istasyonundan sinyal aldığını ve kaliteli olduğunu söylüyor. Arif’in evinin arkasına mobil baz istasyonu kurulmuştu. Bilirkişinin mobil bazlardan söz etmesi gerekirdi. Bunun dahi yazılmadığını gördük. Bu kötücül bir ikiyüzlülüktür. Bilmesek, mobil istasyonu yok gibi bize yutturacaklar. Bu raporun oluşturulma nedeni ön yargıdır. Delilleriyle ortaya koyarsınız ama bir ön yargının esiriyseniz, ‘Maktuleyi Güran ailesi fertleri öldürdü, Nevzat garibandır’ derseniz, onun ailesinin üyelerine devlet tarafından koruma sağlarsanız, elbette Nevzat Bahtiyar da 9’uncu senaryoyla karşınıza gelir. Nevzat Bahtiyar, gerçeği parça parça bizden uzaklaştırmaktadır. Amacının ne olduğunu ben de algılayamıyorum. Yalan bir ihtiyaç için söylenir, savunma aracıdır. Size ve yakınlarınıza yönelik tehlikeyi geçici olarak bertaraf için yalan söyler. Ahırın üzerindeki açıklıktan bıraktığını kendisinin de yandan girdiğini söylemişti” diye konuştu.
‘OLAY BÜTÜN TOPLUMA SİRAYET ETMİŞTİR’
Enes Güran hakkında beraat, aksi kanaatle ev hapsi verilmesini talep eden Akbilek, “Nevzat Bahtiyar kafa karıştırırsa, kendisine faydası çoktur. Eğer Salim’den korktuğu için çelişen beyanlarda olsaydı, ilk beyanlarda Salim’i söylemezdi. İstihbarı çalışmayı biliyorduk ama köyde mahallede yapılan çalışmalardaki duyumları, ‘dedikodular’ deyip sonra ‘Kadın sanığın kayınbiraderlerinden ismi tespit edilemeyen biri’ denip, gösterilirse, Nevzat Bahtiyar bunu tabii ki duyacak. ‘Fırsatını bulsaydım ben naaşı oradan çıkaracaktım, karayoluna bırakıp, ailesine ulaşmasını sağlayacaktım’ diyor. Biz gelinen aşamada bu işin failinin kendisi olma ihtimaline geldik. Yalanı başkalarının güvenliğini tehlikeye düşürecek bir tehlikedir. Ve destek görüyor. Kendi ağzıyla itiraf etti. Ne yazık ki kolluk görevini yerine getirememiştir. Bu kendilerini tahkir amaçlı değildir. Olay bütün topluma sirayet etmiştir. Buradaki aktörler de bir evlat sahibidirler. Böyle algıladılar. Böyle hissettiler. Kayıp çocuk vakalarında, çocuk aranır ama hemen bunun aile üyeleri tarafından zarara uğratılmış olması es geçilmez. Soru sormalara bile ‘Jandarmayı dinleme’ demişler. ‘Ne yaptınız’ diye soran birinden daha doğal ne olabilir? Bazı meslektaşlarımı üzüntüyle dinledim. Ne zamandan beri bir hukukçu, kolluk görevlisinin tuttuğu tutanağı kesin belge diye sundu? Enes ile ilgili iddia makamının mahkemeye sunduğu deliller, haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulmaktadır. ‘Son teknoloji’ diye açıklanan imkanlarınızı da dünya alem gördü. Buymuş. Ortadoğu tarzı teknoloji. Enes Güran hakkında saydığımız nedenlerle beraat kararı verilmesinin, sayın mahkeme aksi kanaatteyse, evinde hapis kararı verilmesinin talep ediyoruz” dedi.
‘GEREKİRSE KAFAMI KOPARIN, BENİ BACIMLA SUÇLAMAYIN’
Nevzat Bahtiyar’ın avukatları Ali Eryılmaz ve Adnan Ataş’ın savunmalarının ardından, Narin’in ağabeyi Enes Güran savunma yaptı. Olay gününü anlatan Enes Güran, “Suçum yokken bana ceza veremezsiniz. Evdeyim diye, bir şey biliyorum diye bir şey yok. HTS’ye göre kimileri yalan kimileri doğru. İlk ifademde ‘16.30’da evdeyim’ dedim. İkincide de öyle dedim. ‘Ne hatırlarsan gel, söyle’ dediler. Gözümdeki morluğa geleyim. Olay günü benim gözüm mor değildi. Eğer ki benim gözüm morsa, ben niye hastane görüntüsünü söyleyeyim? Mor olsa niye kendimi ortaya atayım? Kolumdaki ısırığı ben ısırdım. Birçok ifademde ben yaptığımı söyledim. Bugün ağırlaştırılmış müebbetle, bacımla suçlanıyorum. Gerekirse kafamı koparın, beni bacımla suçlamayın. Kanalda olmadığı zaman biz çingeneleri düşündük. Beni kimin suçladığı önemli değil. Hayvan pazarının içine girdik. Arıyoruz. ‘Çingene kaçırmıştır’ diye düşünüyoruz. Oralarda da bulamadık. Tekrar köye geldik. ‘Kardeşin geri gelecek ama kendi kafana sık’ deseler, sıkarım” dedi.
‘NEVZAT KÖPEĞİMİZ BİLE OLAMAZ, AMA KATİL OLDU’
Suçlamaları kabul etmeyen Enes Güran, “Nevzat Bahtiyar, bizim köpeğimiz bile olamaz, doğrudur Ali Bey. Ama katil oldu. Hiçbir delil yok diyorsunuz. Sizin elinizde bir kanıt var mı benle ilgili? Böyle Adli Tıp mı olur? ‘Bir şey tespit edilemedi’ diyor. Kolumdaki ısırık bile tamdır. Tespit edememişler. Bu da benim suçum değil. Kolumu ben söyledim. ‘Komutanım, kolumu da ısırdım’ dedim. İl jandarmaya götürdüler. ‘Pantolonunda kan var’ diyorlar. Kepçe operatörüyüm. Gres yağı var pantolonumda. O da şu an burada. ‘Ne hatırlarsanız söyleyin’ diyorlar. Gidince de almıyorlar. 9’uncu gün bıraktılar. Ben hep doğruyu konuştum. Herkes ‘Bakkal kapalıdır’ diyor. Sizin somut delil dediğinizi ya ben yanlış biliyorum ya da siz. Eren kardeşim diyor ki ‘Kimse eve gelmedi.’ O çocuk, keleşin orada olduğunu söylüyor. Çocuğa çikolata versen gerçeği söylemez mi? Biz onu nasıl yönlendirelim? Baro Başkanı dedi ki, ‘İnsan kendini ısırınca, kendini itiyor.’ Siz insanın acısını içine koymadığınız doğrudur. Benim kardeşim kayboldu, ben deli oldum. Ne yemek yedim ne su içtim. Asker geldi. ‘Siz aramaya girmeyin’ dedi. ‘Köpek sizin kokunuzu aldığı zaman, bulamıyor’ dedi. Kanala da baktık, orada da yoktu. Herkes çingeneleri konuşuyordu. Dediler ‘Tamam, biz kameralara bakarız.’ Oradan da bir şey çıkmadı. JASAT işkenceden başka bir şey yapmadı. Babanızın karşınıza geliyor, ‘Sen yapmışsın’ diyor. Allah hakkımızı bırakmasın. Allah onların çocuğundan çıkarsın” diye konuştu.
‘NEVZAT TAHLİYE OLMAYACAK’
Kolunu üzüntü nedeniyle ısırdığını ifade eden Enes Güran, “Bugün Nevzat Bahtiyar’ın avukatını dinlediğimiz zaman anneme elini uzatıyor. ‘Nevzat Bahtiyar serbest bırakılsın, tahliye olsun’ diyor. Nevzat Bahtiyar tahliye olmayacak. 3 tane büyük taşı kardeşimin üzerine bırakan, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eden bu adamdır. Gelip bize ‘İnşallah bulursunuz’ diyen bu adamdır. Nevzat’ın oğlu her gece bizimleydi. Zorla bize yemek veriyordu. Nevzat Bahtiyar’ı bir kere camide gördüm. Bu adam bana böyle diyor, sizlere ne demez? Ben 16.30 demişim, Türkiye bunu konuşuyor. Nevzat Bahtiyar, istediğini söylüyor. İnsanlar ‘Güran ailesi, Güran ailesi, Güran ailesi’ diyor. Eğer ben müebbet yiyeceksem, ben kralının da yüzüne konuşurum. Şu an dışarı çıksam insanların yüzünü görmek istemem ben. Bugün basın benim üzerime milyonlarca yalan çıkardı. Haksızlık, dedikleri zaman onlara çok hoş geliyor. Keşke kolumu ısırmayaydım da ölseydim. Ne hakkınız var benim namusumu şerefimi konuşmaya? Benim namusum, şerefim hakkında konuşanlara bu dünyayı hakla hukukla zehir edeceğiz. Nevzat Bahtiyar’ın ailesi araştırılsaydı” dedi.
ENES GÜRAN İLE NEVZAT BAHTİYAR ARASINDA GERGİNLİK
Enes Güran, Nevzat’a dönerek “FA diyeyim sen anlarsın. Kızından anlarsın” dedi. Nevzat Bahtiyar da ‘Şerefsizlik yapma” dedi. Birbirlerinin üzerine yürümeye kalkışınca, jandarma ekipleri engel oldu. Enes Güran, daha sonra konuşmaya şöyle devam etti:
“Ailesi nasıl bir aile olduğunu biliyor. Köyde ne olup bildiğini yaşlılar bilmez. Biz biliriz. O köye baktığınız zaman güzel bir yer zannetmeyin. Ben burada her şeyi konuşuyorum. İl Jandarmada bana karı diyordunuz ya, insan doğruyu konuştuğu zaman suç mudur? ‘Enes biliyor, konuşmuş’ diyorlar. Enes bir şey bilseydi de hepsini öldürseydi, öyle olsaydı, hepsinin kafasına sıkardım. Namusum, şerefim magazinlerde konuşulmaya başladı. Lanet olası tarla sizin olsun. Gidin sizin olsun. ‘400 dönüm satsanız zaten diğer mahkemeye kadar seni atar’ diyorsun Ali Bey. İnsanlar sırf beğeni, takip için namusumu, şerefimi konuşuyor. Ben Narin’in cenaze namazını cezaevinde kıldım. Benim bu konuda suçum yoktur. Suçsuzum. Hiçbir suçu kabul etmiyorum. Herkes görüyor ama anlamak istemiyorlar. Keşke ben görseydim, hepsini öldürseydim. Hakkım hiç kimseye helal değil. Her şey ortaya çıktığı zaman insanların nasıl yalancı olduğunu göreceksiniz. Biz kameraları istiyorduk, ‘Kapalıdır’ diyorlardı. Buraya geldik, siz dediniz sayın hakimim, ‘Kamera var’ dediler. Benim kardeşim kesinlikle eve gelmedi. Çünkü ben evdeydim. Elinizde somut delil olmadığı sürece beni yargılayamazsınız.”
ENES GÜRAN SAVUNMA YAPTI
Enes Güran: Olay günü evdeydim, inkar etmiyorum. Tanımadığım insanlar benim kardeşimi arıyor. Jandarma bana soruyor, diyor 'Konuş', ne konuşayım?
Sayın hakimim gözümdeki morlukla ilgili ben hastaneye gitti. Kameralar güzel göstermiyor. Gözüm mor değildir, kameralarla baksalar görünecek. Ama kamera maalesef güzel göstermiyor. Kolumdaki ısırık, 'Ben ısırdım' dedim. 3. günde yapmışım.
Nevzat Bahtiyar katilimiz oldu. Kolumdaki ısırığı çok merak ediyorlar. Adli tıp raporuna baktığımız zaman anlatıyor anlatıyor anlatıyor. Sonuca geldiği zaman maalesef tespit edilmemiştir diyor. Böyle rapor mu olur? Tespit edememişler, bu da benim suçum değil.
Ben istesem belli etmem, gördünüz mü? Hastaneye gittim gözüme bakıyor, muayene ediyor sandım. Kolumu açtım, 'Kolumu ısırmışım' dedim. Adamın gözü açıldı sanki cenneti görmüş.
'Anne Enes'i koruyor' diyorlar. Annem kesinlikle beni korumuyor. Nevzat Bahtiyar’ın yakalandığı zaman 'Komutanım ben bir şey hatırladım. Evde değildim' desem Nevzat'ın ifadesine inanmazlardı. Ben hep doğruyu konuştum, yalan konuşmadım.
Benim kardeşim kayboldu, ben deli oldum. Ne uyku, ne su... Fotoğraflarıma baktığınız zaman şu an çok farklı o zaman çok farklı,.. 3. gün jandarma geldi. Bize dedi ki, 'Siz aramaya girmeyin, köpekler kokuyu alamıyor' Dara'ya baktık Dara'da da yoktu.
ANNE, AMCA VE AĞABEY AĞLADI
Bu sözler sonrası Narin Güran'ın ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve annesi Yüksel Güran duruşma salonun ağladı.
“BAHTİYAR, KARDEŞİMİN ÜSTÜNE 3 TANE TAŞI KOYAR ADAM HALA BURADA”
Nevzat Bahtiyar kardeşimin üstüne 3 tane büyük taşı koyar adam hala burada. Kardeşim aranıyor, "inşallah bulursunuz" diyor. Bu adam kızı nereye gömdüğünü biliyor, işte gidiyor.
Nevzat’ın oğlu her gece bizimleydi, yemek yiyorduk sizler kafanızda bir şey uydurmuşsunuz diyorsunuz ya o olacak ya o olacak. Bir HTS tutturmuşsunuz gidiyorsunuz.
"Ener her şeyi biliyor Enes itiraf edecek..." ya Enes diyor ki mahkeme gelsin konuşayım. Keşke kolumu ısırmasaydım ölseydim daha iyidi.
Namusum, şerefim üzerine yaşıyorum. Çok zor değil. Yatağı kaldırdığım an keleşi alır hepsini tarardım, annemi de tarardım, Salim’i de tarardım.
Uzatmaya gerek yok sayın hakim, vicdanı olanlar anlamıştır. Suçsuzum hiçbir suçu kabul etmiyorum. Hepsi boktur. Keşke ben görseydim de hepsini öldürseydim.
Mahkeme başkanı 5 dakika müsaade istedi, Enes Güran yerine oturdu
Benim kardeşim kesinlikle eve gelmemiş, kesinlikle kesinlikle gelmemiş. Gelse ben görürdüm. Hiçbir suçum yoktur üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.