TÜRKİYE-AB ARASINDA TAIEX PROGRAMLARI

Dünya 02.03.2025 - 16:38, Güncelleme: 02.03.2025 - 16:49
 

TÜRKİYE-AB ARASINDA TAIEX PROGRAMLARI

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Komşuluk Politikası ve Genişleme Genel Müdürlüğü (DG NEAR) tarafından yürütülen TAIEX, AB mevzuatının iç hukuka aktarılması, uygulanması ve yürütülmesi aşamalarında faydalanıcı ülkelere uzmanlık desteği sağlama amacıyla oluşturulmuştur.
TÜRKİYE-AB ARASINDA TAIEX TOPLANTILARI   Kısa adı TAIEX (Technical Assistance and InformationExchange / Teknik Destek ve Bilgi Değişim Mekanizması) olan ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Komşuluk Politikası ve Genişleme Genel Müdürlüğü (DG NEAR) tarafından yürütülen TAIEX, AB mevzuatının iç hukuka aktarılması, uygulanması ve yürütülmesi aşamalarında faydalanıcı ülkelere uzmanlık desteği sağlama amacıyla oluşturulmuştur. Büyük oranda talep güdümlü olan bu mekanizma teknik yardım taleplerini yönlendirir ve sorunların kısa vadeli çözümü için en uygun uzmanlığın tedarikine katkıda bulunur.   Türkiye-AB ilişkileri ve tam üyelik müzakereleri sürecinde, Türkiye’deki bakanlıklar, kendi alanlarını ilgilendiren konularda TAIEX desteği almaktadır. Bu desteklerden birini de Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, tüketicinin korunması ve mevzuat uyum çalışmaları için almaktadır. Bu toplantılara farklı kesimlerden katılım olurken, en fazla katılımda “tüketici örgütleri”nden olmaktadır. TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu, TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu, TÜDEF-Tüketici Dernekleri Federasyonu, TÜÇEDEF-Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu, TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği de TAIEX toplantılarının katılımcıları arasındaydı.  Türkiye-AB ilişkileri ve tam üyelik müzakereleri sürecinde, Türkiye’deki bakanlıklar, kendi alanlarını ilgilendiren konularda TAIEX desteği almaktadır. Bu desteklerden birini de Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, tüketicinin korunması ve mevzuat uyum çalışmaları için almaktadır. Bu toplantılara farklı kesimlerden katılım olurken, en fazla katılımda “tüketici örgütleri”nden olmaktadır. TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu, TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu, TÜDEF-Tüketici Dernekleri Federasyonu, TÜÇEDEF-Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu, TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği de TAIEX toplantılarının katılımcıları arasındaydı. Türkiye-AB ilişkileri ve tam üyelik müzakereleri sürecinde, Türkiye’deki bakanlıklar, kendi alanlarını ilgilendiren konularda TAIEX desteği almaktadır. Bu desteklerden birini de Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, tüketicinin korunması ve mevzuat uyum çalışmaları için almaktadır. Bu toplantılara farklı kesimlerden katılım olurken, en fazla katılımda “tüketici örgütleri”nden olmaktadır. TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu, TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu, TÜDEF-Tüketici Dernekleri Federasyonu, TÜÇEDEF-Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu, TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği de TAIEX toplantılarının katılımcıları arasındaydı. Türkiye-AB ilişkileri ve tam üyelik müzakereleri sürecinde, Türkiye’deki bakanlıklar, kendi alanlarını ilgilendiren konularda TAIEX desteği almaktadır. Bu desteklerden birini de Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, tüketicinin korunması ve mevzuat uyum çalışmaları için almaktadır. Bu toplantılara farklı kesimlerden katılım olurken, en fazla katılımda “tüketici örgütleri”nden olmaktadır. TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu, TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu, TÜDEF-Tüketici Dernekleri Federasyonu, TÜÇEDEF-Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu, TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği de TAIEX toplantılarının katılımcıları arasındaydı.   TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu Kurucu Genel Başkan Yardımcısı ve TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu Kurucu Başkanı Hnr. Dr. Musa Karademir, 27-28 Şubat’ta yapılan TAIEX İstanbul toplantısında aşağıdaki sunumu yaptı:   YEŞİL TÜKETİM VE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ROLÜ, ÖNEMİ VE YAŞANAN SORUNLAR YEŞİL TÜKETİM   Yeşil tüketim, çevre üzerinde en az olumsuz etkiye sahip ürün ve hizmetleri satın alma ve kullanma pratiği diye tanımlayabiliriz. Sürdürülebilirliği teşvik eden, doğal kaynakları koruyan, kirliliği ve atıkları azaltan tercihleri içeren yeşil tüketim, hem bireyleri hem de kurumları doğrudan ilgilendirmektedir.  YEŞİL TÜKETİMİN TEMEL UNSURLARI Çevre Dostu Ürünler Biyolojik olarak parçalanabilen, geri dönüştürülebilen veya sürdürülebilir malzemelerden üretilen ürünleri seçmek. Enerji Verimliliği Enerji tasarruflu cihazlar, LED ışıklar ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanmak. Sürdürülebilir Gıda Seçimleri Karbon ayak izlerini azaltmak için organik, yerel kaynaklı ve bitki bazlı gıdaları tercih etmek. Minimal Atık Plastik kullanımını azaltmak, yeniden kullanılabilir alternatifleri benimsemek ve sıfır atık girişimlerini desteklemek. Etik Üretim Dürüst ticaret, etik işgücü uygulamaları ve çevreye duyarlı üretim yöntemlerini takip eden markalardan satın almak. YEŞİL TÜKETİMİN FAYDALARI Çevre Koruma Kirliliği azaltır, biyo-çeşitliliği korur ve karbon emisyonlarınıdüşürür. Karbon Ayak İzi Azalır. Daha az enerji tüketen ve geri dönüştürülebilir ürünler seçmek, karbon salınımınıdüşürmeye yardımcı olur. Daha Sağlıklı Yaşam Tarzı Zararlı kimyasallara ve kirleticilere maruz kalmayı en aza indirir. Ekonomik Tasarruf Enerji tasarruflu ürünler ve azaltılmış atık, uzun vadeli maliyetlerin düşmesini sağlar. Doğal Kaynaklar Korunur Su, ormanlar ve fosil yakıtlar gibi doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı teşvik edilir. Kurumsal Sorumluluğu Teşvik Eder Şirketleri sürdürülebilir uygulamaları benimsemeye iter. Sosyal Sorumluluk Bilincini Artırır Bireyler, doğaya ve topluma karşı daha bilinçli hale gelir. Çevre dostu ürünleri tercih eden tüketiciler, sürdürülebilir üretimi teşvik eder. Toplumsal Dayanışmayı Güçlendirir Yeşil tüketim bilinciyle hareket eden insanlar, çevreci gruplar ve topluluklarla daha fazla etkileşime girerek ortak amaçlar doğrultusunda hareket eder. Adil Ticaret Desteklenir Küçük üreticileri ve etik çalışma koşullarını destekleyen markalar tercih edilerek sosyal adalet sağlanır. YEŞİL TÜKETİMDE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ROLÜ Tüketiciler çevresel etkileri konusunda daha bilinçli hale geldikçe yeşil tüketim de büyük ilgi görmeye başlamıştır.Tüketici dernekleri, sürdürülebilir ürünleri savunarak, tüketicileri eğiterek ve işletmeleri çevresel iddialar konusunda sorumlu tutarak yeşil tüketimin teşvik edilmesinde ve kolaylaştırılmasında kritik bir rol oynamaktadır. Tüketici Eğitimi ve Farkındalığı Tüketici örgütleri sürdürülebilir ürünler, eko-etiketler ve sorumlu tüketim uygulamaları hakkında önemli bilgilere ulaşması sağlanır. Aynı şekilde, tüketicilerin çevre dostu seçimler yapmaları adına, farkındalık kampanyaları yürütülür. Bu konuda raporlar yayınlar ve kılavuzlar hazırlanabilir. Sürdürülebilir Politikalar için Savunuculuk Tüketici örgütleri/grupları daha güçlü çevre düzenlemeleri, dürüst ticaret uygulamaları ve sürdürülebilirlik standartları için lobicilik yapabilir. Yeşil tüketimi teşvik eden politikalar geliştirmek ve şirketleri çevresel etkileri konusunda sorumlu tutmak için hükümetler ve uluslararası kuruluşlarla birlikte çalışabilir. İzleme ve Belgelendirme Tüketici örgüt(leri)ü, çevresel koşullar, ürün ve hizmet güvenliği konusunda ortaya çıkan sorunları aşma konusunda, ürün testi ve sertifikasyonu veya puanlaması yapabilecek güce kavuşmalıdır. “Ürün Yaşam Döngüsü” diye tanımlayacağımız etiketleme süreci için ulusal/uluslararası çabalar gösterebilir. Mesela, bir ürünün sürdürülebilirliğini abartan yanıltıcı pazarlama/reklam tespiti yapılması durumunda “yeşil etiketli değildir” şeklinde bildirim yapılmasının önü açılmalıdır. YEŞİL TÜKETİMDE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ROLÜ Tüketici Eyleminin Kolaylaştırılması Tüketici örgütleri, etik alışveriş rehberleri, çevre dostu işletmeler dizinleri ve dilekçe ve boykot gibi toplu tüketici eylem platformları gibi sürdürülebilir tüketime katılma araçları sağlayarak bireyleri güçlendirebilir. Bunun için kamu desteği sağlanabilir. Kurumsal Sorumluluğun Teşvik Edilmesi Tüketici örgütleri, şirketler üzerinde baskı kurarak, işletmeleri sürdürülebilir üretim yöntemleri, şeffaf tedarik zincirleri ve sorumlu atık yönetimi uygulamaları benimsemeye teşvik edebilir.  YEŞİL TÜKETİMDE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ÖNEMİ Bilgi Açığının Kapatılması Tüm tüketiciler sürdürülebilirlik iddialarını değerlendirecek uzmanlığa sahip değildir. Tüketici örgütleri, bilinçli satın alma kararları alınmasını sağlayan güvenilir, araştırmaya dayalı bilgiler sağlayarak bu boşluğu doldurmaya yardımcı olabilir. Pazar Şeffaflığının Artırılması Tüketici grupları, aldatıcı pazarlama uygulamalarını ifşa ederek ve bağımsız değerlendirmeler yaparak, pazardaki şeffaflığı artırır ve tüketicilerin sahte yeşil iddialarla yanıltılmamasını sağlayabilir. Sektör Çapında Değişimi Teşvik Etmek Tüketici örgütleri en iyi uygulamaları vurguladıklarında ve yüksek standartlar belirlediklerinde, sektörlerdeki şirketleri rekabetçi kalmak ve tüketici beklentilerini karşılamak için daha çevreci uygulamaları benimsemeye teşvik edebilirler. Kolektif Eylemi Güçlendirmek Tüketici örgütleri dilekçeler, boykotlar ve yasal eylemler yoluyla tüketicilerin kolektif sesini yükselterek şirketlerin ve politika yapıcıların sürdürülebilirlik taleplerini görmezden gelmelerini zorlaştırmalıdır. Tüketici örgütleri, tüketicileri eğiterek, genel kabul görmüş tüketici politikalarını savunarak, şeffaflığı sağlayarak ve kurumsal sorumluluğu teşvik ederek, yeşil tüketim hareketinin şekillenmesinde etkili olmalıdır. Tüketici örgütlerinin çabaları, tüketicilerin güvenle çevreye duyarlı seçimler yapabildiği daha sürdürülebilir bir ekonomiye de katkıda sağlayacaktır. Tüketici örgütlerinin güçlendirilmesi ve yeşil tüketim girişimlerinin desteklenmesi, küresel sürdürülebilirlik hedeflerinin ilerletilmesinde çok önemli olacaktır. Tüketici örgütleri, yeşil tüketimin yaygınlaşmasında önemli bir köprü görevi görerek hem bireysel hem de kurumsal düzeyde değişim yaratabilir.    Dünyanın ilk Tüketici Kanunu; Osmanlı İmparatorluğu döneminde, (1502-1507) tarihleri arasında, II. Bâyezid devrine çıkarılan, “Bursa, İstanbul ve Edirne İhtisâb Kanunnâmeleri”dir.  Bu Kanunnâme, dünyanın ilk tüketici haklarını koruyan kanun, ilk gıda maddeleri nizâmnâmesi, ilk standartlar kanunu ile ilk çevre nizâmnâmesi’dir. Günümüzde ise, 15 Mart 1962’de ABD Kongresine Tüketici Hakları Bildirimi sunulmuş, daha sonra ise Birleşmiş Milletler, 1985 yılında aldığı bir kararla, Tüketici Hakları Evrensel Bildirgesi’ni ilan ederek, 15 Mart’ın Dünya Tüketici Hakları Günü olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır.  (İhtisâb: Sorma/Sorumlu Tutma/ Pazarlarda uygulanan bir vergi türü)    YEŞİL TÜKETİMDE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNDE YAŞANAN SORUNLAR   Finansman ve Kaynak Yetersizliği • Tüketici dernekleri genellikle bağış, üye aidatları ve sınırlı proje destekleriyle ayakta kalmaya çalışması, • Hukuki süreçlerin takibi için gereken maliyetler (avukat ücretleri, bilirkişi raporları vb.) dernekler için büyük bir yük oluşturması, • Devlet desteği veya uluslararası fonlara erişim konusunda zorluklar yaşanması, • AB, Büyükelçilikler, Kalkınma Ajansları ve diğer hibe ve fonlara erişimde, adil bir yaklaşım olmaması ile hibe projelerinde tarafsızlık, liyakat esası gözetilmemesi,    Hukuki ve Bürokratik/Mevzuat Engelleri • Tüketici haklarıyla ilgili yasal düzenlemelerin halen beklenen ve istenen düzeyde olmaması ile yasa ve tüzüklerde tüketici aleyhine maddelerin iyileştirilememesi, Tüketici hakları savunuculuğu yapan STK’larınhukuki/yasal düzenlemelerde aktif olarak rol almayışı, • Yasal düzenlemelerin sık sık değişmesinin, STK’ların bu süreçlere uyum sağlamasını zorlaştırması, • Tüketici mahkemelerinde süreçler uzun sürdüğü için STK’ların etkin müdahale gücü azalması, • THH’de alınan kararların yasa ve yönetmeliklerle çelişen yanlarının çok fazla olması, • Yapay zeka çağında, halen klasik metotların kullanılması,  • Tüketici Konseyi’nde alınan kararların sembolik kalması,  • Tüketici Bakanlığı eksikliği,  Siyasi/Hukuki Baskı - Şirketlerin Güçlü Ticari Lobicilik Faaliyeti • Bazı STK’ların siyasi baskılara maruz kalması, bazılarının ise politik veya şirketsel taraf olması, • Bağımsız sivil toplum faaliyetlerinin zaman zamankısıtlamalarla karşılaşması, • Tüketici hakları konusunda aktif çalışan STK’ların, büyük şirketler tarafından baskıya maruz bırakılması ve bu konuda STK’ların yaptırım gücünün olmayışı veya yetersizliği, • Ticari lobilerin, tüketiciyi koruyacak bazı düzenlemeleri engellemek için güçlü lobi oluşturmaları ve yasa yapıcıların bu konuda caydırıcı cezalar konusunda çekimser davranması (örn: hapis cezaları),  Kurumsallaşma & Toplumsal Bilinç Eksikliği ve Düşük Katılım • STK’ların birçoğu kurumsal değildir ve STK’larınprofesyonel yönetim sistemlerine sahip olamaması, şeffaflık ve hesap verebilirliği etkilemesi, • Türkiye’de tüketici hakları konusunda bilinç seviyesinin yeterince yüksek olmaması, • Vatandaşların genellikle haklarını aramakta çekingen davranması ve ak aramak için STK’lara yeterince başvuruda bulunmaması, • Tüketici hakları konusunda çalışan STK sayılarının fazla olmasına karşın, çoğunun etkinlik ve yetkinlik sahibi olmaması,  • Gönüllülük kültürünün yeterince gelişmemiş olması, • STK’lara duyulan güven eksikliği ile ideolojik ve politik korkuların aşılamaması, • STK’larda uzun vadeli ve sürdürülebilir gönüllülük kültürü oluşturulamaması ve yine aynı şekilde, nitelikli insan kaynağı (profesyonel) eksikliği nedeniyle, proje üretememe ve fon kaynaklarına ulaşamama, Kamuoyu Desteği Yetersizliği ile Medya ve İletişim Sorunları • Derneklerin kamuoyuna ulaşma konusunda yeterli medya desteği bulamaması, • STK’ların sosyal medya ve dijital araçları etkin kullanamaması, • STK’ların faaliyetlerinin medya tarafından yeterince gündeme getirilmemesi, • Büyük şirketlerin reklam ve sponsorluk gücünün varlığı, buna karşın, STK’ların medya görünürlüğünün yok denecek kadar az olması, Hnr. Dr. Musa Karademir BDU Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkanı United Kingdom EODP Türkiye Başkanı ve İyi Niyet Büyükelçisi
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Komşuluk Politikası ve Genişleme Genel Müdürlüğü (DG NEAR) tarafından yürütülen TAIEX, AB mevzuatının iç hukuka aktarılması, uygulanması ve yürütülmesi aşamalarında faydalanıcı ülkelere uzmanlık desteği sağlama amacıyla oluşturulmuştur.

TÜRKİYE- AB ARASINDA TAIEX TOPLANTILARI

 

Kısa adı TAIEX (Technical Assistance and InformationExchange / Teknik Destek ve Bilgi Değişim Mekanizması) olan ve  Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Komşuluk Politikası ve Genişleme Genel Müdürlüğü (DG NEAR) tarafından yürütülen TAIEX,  AB mevzuatının iç hukuka aktarılması, uygulanması ve yürütülmesi aşamalarında faydalanıcı ülkelere uzmanlık desteği sağlama amacıyla oluşturulmuştur. Büyük oranda talep güdümlü olan bu mekanizma teknik yardım taleplerini yönlendirir ve sorunların kısa vadeli çözümü için en uygun uzmanlığın tedarikine katkıda bulunur.
 

Türkiye- AB ilişkileri ve tam üyelik müzakereleri sürecinde, Türkiye’deki bakanlıklar, kendi alanlarını ilgilendiren konularda TAIEX desteği almaktadır. Bu desteklerden birini de Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, tüketicinin korunması ve mevzuat uyum çalışmaları için almaktadır. Bu toplantılara farklı kesimlerden katılım olurken, en fazla katılımda “tüketici örgütleri”nden olmaktadır. TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu, TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu, TÜDEF-Tüketici Dernekleri Federasyonu, TÜÇEDEF-Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu, TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği de TAIEX toplantılarının katılımcıları arasındaydı. 


Türkiye- AB ilişkileri ve tam üyelik müzakereleri sürecinde, Türkiye’deki bakanlıklar, kendi alanlarını ilgilendiren konularda TAIEX desteği almaktadır. Bu desteklerden birini de Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, tüketicinin korunması ve mevzuat uyum çalışmaları için almaktadır. Bu toplantılara farklı kesimlerden katılım olurken, en fazla katılımda “tüketici örgütleri”nden olmaktadır. TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu, TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu, TÜDEF-Tüketici Dernekleri Federasyonu, TÜÇEDEF-Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu, TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği de TAIEX toplantılarının katılımcıları arasındaydı. Türkiye- AB ilişkileri ve tam üyelik müzakereleri sürecinde, Türkiye’deki bakanlıklar, kendi alanlarını ilgilendiren konularda TAIEX desteği almaktadır. Bu desteklerden birini de Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, tüketicinin korunması ve mevzuat uyum çalışmaları için almaktadır. Bu toplantılara farklı kesimlerden katılım olurken, en fazla katılımda “tüketici örgütleri”nden olmaktadır. TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu, TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu, TÜDEF-Tüketici Dernekleri Federasyonu, TÜÇEDEF-Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu, TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği de TAIEX toplantılarının katılımcıları arasındaydı. Türkiye- AB ilişkileri ve tam üyelik müzakereleri sürecinde, Türkiye’deki bakanlıklar, kendi alanlarını ilgilendiren konularda TAIEX desteği almaktadır. Bu desteklerden birini de Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, tüketicinin korunması ve mevzuat uyum çalışmaları için almaktadır. Bu toplantılara farklı kesimlerden katılım olurken, en fazla katılımda “tüketici örgütleri”nden olmaktadır. TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu, TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu, TÜDEF-Tüketici Dernekleri Federasyonu, TÜÇEDEF-Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu, TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği de TAIEX toplantılarının katılımcıları arasındaydı.

 

TÜKON-Tüketiciler Konfederasyonu Kurucu Genel Başkan Yardımcısı ve TÜRFED-Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu Kurucu Başkanı Hnr. Dr. Musa Karademir, 27-28 Şubat’ta yapılan TAIEX İstanbul toplantısında aşağıdaki sunumu yaptı:  

YEŞİL TÜKETİM VE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ROLÜ, ÖNEMİ VE YAŞANAN SORUNLAR YEŞİL TÜKETİM

 

Yeşil tüketim, çevre üzerinde en az olumsuz etkiye sahip ürün ve hizmetleri satın alma ve kullanma pratiği diye tanımlayabiliriz. Sürdürülebilirliği teşvik eden, doğal kaynakları koruyan, kirliliği ve atıkları azaltan tercihleri içeren yeşil tüketim, hem bireyleri hem de kurumları doğrudan ilgilendirmektedir. 

YEŞİL TÜKETİMİN TEMEL UNSURLARI

Çevre Dostu Ürünler

Biyolojik olarak parçalanabilen, geri dönüştürülebilen veya sürdürülebilir malzemelerden üretilen ürünleri seçmek.

Enerji Verimliliği

Enerji tasarruflu cihazlar, LED ışıklar ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanmak.

Sürdürülebilir Gıda Seçimleri

Karbon ayak izlerini azaltmak için organik, yerel kaynaklı ve bitki bazlı gıdaları tercih etmek.

Minimal Atık

Plastik kullanımını azaltmak, yeniden kullanılabilir alternatifleri benimsemek ve sıfır atık girişimlerini desteklemek.

Etik Üretim

Dürüst ticaret, etik işgücü uygulamaları ve çevreye duyarlı üretim yöntemlerini takip eden markalardan satın almak.

YEŞİL TÜKETİMİN FAYDALARI

Çevre Koruma

Kirliliği azaltır, biyo-çeşitliliği korur ve karbon emisyonlarınıdüşürür. Karbon Ayak İzi Azalır. Daha az enerji tüketen ve geri dönüştürülebilir ürünler seçmek, karbon salınımınıdüşürmeye yardımcı olur.

Daha Sağlıklı Yaşam Tarzı

Zararlı kimyasallara ve kirleticilere maruz kalmayı en aza indirir.

Ekonomik Tasarruf

Enerji tasarruflu ürünler ve azaltılmış atık, uzun vadeli maliyetlerin düşmesini sağlar.

Doğal Kaynaklar Korunur

Su, ormanlar ve fosil yakıtlar gibi doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı teşvik edilir.

Kurumsal Sorumluluğu Teşvik Eder

Şirketleri sürdürülebilir uygulamaları benimsemeye iter.

Sosyal Sorumluluk Bilincini Artırır

Bireyler, doğaya ve topluma karşı daha bilinçli hale gelir. Çevre dostu ürünleri tercih eden tüketiciler, sürdürülebilir üretimi teşvik eder.

Toplumsal Dayanışmayı Güçlendirir

Yeşil tüketim bilinciyle hareket eden insanlar, çevreci gruplar ve topluluklarla daha fazla etkileşime girerek ortak amaçlar doğrultusunda hareket eder.

Adil Ticaret Desteklenir

Küçük üreticileri ve etik çalışma koşullarını destekleyen markalar tercih edilerek sosyal adalet sağlanır.

YEŞİL TÜKETİMDE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ROLÜ

Tüketiciler çevresel etkileri konusunda daha bilinçli hale geldikçe yeşil tüketim de büyük ilgi görmeye başlamıştır.Tüketici dernekleri, sürdürülebilir ürünleri savunarak, tüketicileri eğiterek ve işletmeleri çevresel iddialar konusunda sorumlu tutarak yeşil tüketimin teşvik edilmesinde ve kolaylaştırılmasında kritik bir rol oynamaktadır.

Tüketici Eğitimi ve Farkındalığı

Tüketici örgütleri sürdürülebilir ürünler, eko-etiketler ve sorumlu tüketim uygulamaları hakkında önemli bilgilere ulaşması sağlanır. Aynı şekilde, tüketicilerin çevre dostu seçimler yapmaları adına, farkındalık kampanyaları yürütülür. Bu konuda raporlar yayınlar ve kılavuzlar hazırlanabilir.

Sürdürülebilir Politikalar için Savunuculuk

Tüketici örgütleri/grupları daha güçlü çevre düzenlemeleri, dürüst ticaret uygulamaları ve sürdürülebilirlik standartları için lobicilik yapabilir. Yeşil tüketimi teşvik eden politikalar geliştirmek ve şirketleri çevresel etkileri konusunda sorumlu tutmak için hükümetler ve uluslararası kuruluşlarla birlikte çalışabilir.

İzleme ve Belgelendirme

Tüketici örgüt(leri)ü, çevresel koşullar, ürün ve hizmet güvenliği konusunda ortaya çıkan sorunları aşma konusunda, ürün testi ve sertifikasyonu veya puanlaması yapabilecek güce kavuşmalıdır. “Ürün Yaşam Döngüsü” diye tanımlayacağımız etiketleme süreci için ulusal/uluslararası çabalar gösterebilir. Mesela, bir ürünün sürdürülebilirliğini abartan yanıltıcı pazarlama/reklam tespiti yapılması durumunda “yeşil etiketli değildir” şeklinde bildirim yapılmasının önü açılmalıdır.

YEŞİL TÜKETİMDE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ROLÜ

Tüketici Eyleminin Kolaylaştırılması

Tüketici örgütleri, etik alışveriş rehberleri, çevre dostu işletmeler dizinleri ve dilekçe ve boykot gibi toplu tüketici eylem platformları gibi sürdürülebilir tüketime katılma araçları sağlayarak bireyleri güçlendirebilir. Bunun için kamu desteği sağlanabilir.

Kurumsal Sorumluluğun Teşvik Edilmesi

Tüketici örgütleri, şirketler üzerinde baskı kurarak, işletmeleri sürdürülebilir üretim yöntemleri, şeffaf tedarik zincirleri ve sorumlu atık yönetimi uygulamaları benimsemeye teşvik edebilir. 

YEŞİL TÜKETİMDE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNİN ÖNEMİ

Bilgi Açığının Kapatılması

Tüm tüketiciler sürdürülebilirlik iddialarını değerlendirecek uzmanlığa sahip değildir. Tüketici örgütleri, bilinçli satın alma kararları alınmasını sağlayan güvenilir, araştırmaya dayalı bilgiler sağlayarak bu boşluğu doldurmaya yardımcı olabilir.

Pazar Şeffaflığının Artırılması

Tüketici grupları, aldatıcı pazarlama uygulamalarını ifşa ederek ve bağımsız değerlendirmeler yaparak, pazardaki şeffaflığı artırır ve tüketicilerin sahte yeşil iddialarla yanıltılmamasını sağlayabilir.

Sektör Çapında Değişimi Teşvik Etmek

Tüketici örgütleri en iyi uygulamaları vurguladıklarında ve yüksek standartlar belirlediklerinde, sektörlerdeki şirketleri rekabetçi kalmak ve tüketici beklentilerini karşılamak için daha çevreci uygulamaları benimsemeye teşvik edebilirler.

Kolektif Eylemi Güçlendirmek

Tüketici örgütleri dilekçeler, boykotlar ve yasal eylemler yoluyla tüketicilerin kolektif sesini yükselterek şirketlerin ve politika yapıcıların sürdürülebilirlik taleplerini görmezden gelmelerini zorlaştırmalıdır.

Tüketici örgütleri, tüketicileri eğiterek, genel kabul görmüş tüketici politikalarını savunarak, şeffaflığı sağlayarak ve kurumsal sorumluluğu teşvik ederek, yeşil tüketim hareketinin şekillenmesinde etkili olmalıdır. Tüketici örgütlerinin çabaları, tüketicilerin güvenle çevreye duyarlı seçimler yapabildiği daha sürdürülebilir bir ekonomiye de katkıda sağlayacaktır.

Tüketici örgütlerinin güçlendirilmesi ve yeşil tüketim girişimlerinin desteklenmesi, küresel sürdürülebilirlik hedeflerinin ilerletilmesinde çok önemli olacaktır. Tüketici örgütleri, yeşil tüketimin yaygınlaşmasında önemli bir köprü görevi görerek hem bireysel hem de kurumsal düzeyde değişim yaratabilir. 

 

Dünyanın ilk Tüketici Kanunu; Osmanlı İmparatorluğu döneminde, (1502-1507) tarihleri arasında, II. Bâyezid devrine çıkarılan, “Bursa, İstanbul ve Edirne İhtisâb Kanunnâmeleri”dir

Bu Kanunnâme, dünyanın ilk tüketici haklarını koruyan kanun, ilk gıda maddeleri nizâmnâmesi, ilk standartlar kanunu ile ilk çevre nizâmnâmesi’dir.

Günümüzde ise, 15 Mart 1962’de ABD Kongresine Tüketici Hakları Bildirimi sunulmuş, daha sonra ise Birleşmiş Milletler, 1985 yılında aldığı bir kararla, Tüketici Hakları Evrensel Bildirgesi’ni ilan ederek, 15 Mart’ın Dünya Tüketici Hakları Günü olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır. 

(İhtisâb: Sorma/Sorumlu Tutma/ Pazarlarda uygulanan bir vergi türü) 

 

YEŞİL TÜKETİMDE TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİNDE YAŞANAN SORUNLAR

 

Finansman ve Kaynak Yetersizliği

• Tüketici dernekleri genellikle bağış, üye aidatları ve sınırlı proje destekleriyle ayakta kalmaya çalışması,
• Hukuki süreçlerin takibi için gereken maliyetler (avukat ücretleri, bilirkişi raporları vb.) dernekler için büyük bir yük oluşturması,
• Devlet desteği veya uluslararası fonlara erişim konusunda zorluklar yaşanması,
• AB, Büyükelçilikler, Kalkınma Ajansları ve diğer hibe ve fonlara erişimde, adil bir yaklaşım olmaması ile hibe projelerinde tarafsızlık, liyakat esası gözetilmemesi, 

 

Hukuki ve Bürokratik/Mevzuat Engelleri

• Tüketici haklarıyla ilgili yasal düzenlemelerin halen beklenen ve istenen düzeyde olmaması ile yasa ve tüzüklerde tüketici aleyhine maddelerin iyileştirilememesi, Tüketici hakları savunuculuğu yapan STK’larınhukuki/yasal düzenlemelerde aktif olarak rol almayışı,
• Yasal düzenlemelerin sık sık değişmesinin, STK’ların bu süreçlere uyum sağlamasını zorlaştırması,
• Tüketici mahkemelerinde süreçler uzun sürdüğü için STK’ların etkin müdahale gücü azalması,
• THH’de alınan kararların yasa ve yönetmeliklerle çelişen yanlarının çok fazla olması,
• Yapay zeka çağında, halen klasik metotların kullanılması, 
• Tüketici Konseyi’nde alınan kararların sembolik kalması, 
• Tüketici Bakanlığı eksikliği, 

Siyasi/Hukuki Baskı - Şirketlerin Güçlü Ticari Lobicilik Faaliyeti

• Bazı STK’ların siyasi baskılara maruz kalması, bazılarının ise politik veya şirketsel taraf olması,
• Bağımsız sivil toplum faaliyetlerinin zaman zamankısıtlamalarla karşılaşması,
• Tüketici hakları konusunda aktif çalışan STK’ların, büyük şirketler tarafından baskıya maruz bırakılması ve bu konuda STK’ların yaptırım gücünün olmayışı veya yetersizliği,
• Ticari lobilerin, tüketiciyi koruyacak bazı düzenlemeleri engellemek için güçlü lobi oluşturmaları ve yasa yapıcıların bu konuda caydırıcı cezalar konusunda çekimser davranması (örn: hapis cezaları), 

Kurumsallaşma & Toplumsal Bilinç Eksikliği ve Düşük Katılım

• STK’ların birçoğu kurumsal değildir ve STK’larınprofesyonel yönetim sistemlerine sahip olamaması, şeffaflık ve hesap verebilirliği etkilemesi,
• Türkiye’de tüketici hakları konusunda bilinç seviyesinin yeterince yüksek olmaması,
• Vatandaşların genellikle haklarını aramakta çekingen davranması ve ak aramak için STK’lara yeterince başvuruda bulunmaması,
• Tüketici hakları konusunda çalışan STK sayılarının fazla olmasına karşın, çoğunun etkinlik ve yetkinlik sahibi olmaması, 
• Gönüllülük kültürünün yeterince gelişmemiş olması,
• STK’lara duyulan güven eksikliği ile ideolojik ve politik korkuların aşılamaması,
• STK’larda uzun vadeli ve sürdürülebilir gönüllülük kültürü oluşturulamaması ve yine aynı şekilde, nitelikli insan kaynağı (profesyonel) eksikliği nedeniyle, proje üretememe ve fon kaynaklarına ulaşamama,

Kamuoyu Desteği Yetersizliği ile Medya ve İletişim Sorunları

• Derneklerin kamuoyuna ulaşma konusunda yeterli medya desteği bulamaması,
• STK’ların sosyal medya ve dijital araçları etkin kullanamaması,
• STK’ların faaliyetlerinin medya tarafından yeterince gündeme getirilmemesi,
• Büyük şirketlerin reklam ve sponsorluk gücünün varlığı, buna karşın, STK’ların medya görünürlüğünün yok denecek kadar az olması,

Hnr. Dr. Musa Karademir

BDU Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkanı

United Kingdom EODP Türkiye Başkanı ve İyi Niyet Büyükelçisi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nethaberler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.