BERRİN YAĞLIOĞLU: ATABEYİM HAYRETTİN ALP
BERRİN YAĞLIOĞLU: ATABEYİM HAYRETTİN ALP
Sosyolog Berrin YAĞLIOĞLU: ATABEYİMİZ HAYRETTİN ALP
1971 muhtırası, 1970 ve 1980 yılları arasında yaşanan siyasi dalgalanmalar, Türkiye’nin içindeki ideolojik mücadelelerin ve ulusal değerlerin sorgulandığı bir süreci yansıtırken, Hayrettin Alp Atabeyimiz, bu çalkantılı ortamda ülküsünü yüceltmek için dimdik ayakta durdu. Görevi, sadece gençliğe yol göstermek değil, aynı zamanda milli ideallerin savunuculuğunu yaparak, vatan sevgisinin ve inancın en saf örneğini sergilemekti. O, Alparslan Türkeş başbuğumuzun izinden giderek, bedellerin en keskin ödenmesi gerekliliğini kanıtlamış, tarihin kayda aldığı bir şahsiyettir.
Tarih, bazen öyle insanlara ev sahipliği yapar ki, onların yaşam öyküleri yalnızca birer anı değil, geleceğe ışık tutan destanlara dönüşür. Hayrettin Alp Atabeyimiz, 1970’li ve 1980’li yılların yiğit delikanlı lideri olarak, Ülkü Ocakları’nın kurucu başkanı kimliğiyle, milletimize ve milletimizin ideallerine yürekten bağlılığını tüm varlığıyla ortaya koymuştur. Onun yaşamı; inanç, mücadele, fedakârlık ve asaletin iç içe geçtiği örnek bir hayattır.
Hayrettin Alp Atabeyimiz, sadece siyasi bir ideolojinin getirdiği doktirinlerin savunucusu değil, aynı zamanda düşünce dünyamızda derin izler bırakmakta olan bilge bir şahsiyettir. Alparslan Türkeş’in başbuğunda yükselen ülkü ocakları geleneğinin, bedelleri en keskin şekilde ödemiş olan ve bu kutlu makamı temsil eden o asil şahsiyet; dört üniversite mezunu olması ve derin siyasi tecrübesi ile, genç siyasetçilerin ve gönül verenlerin fikirlerine yön vermiştir ve vermeye de devam etmektedir. Onun masasında, ülkemizin geleceğine dair en parlak fikirler üretilirken, her sayfada, not defterine kaydedilmiş incelikli düşünceler bulunmaktadır. Akademik titizlikle süzülen dünyaya açılan bir penceredir gönül dünyası ve masasının üstü.
O günlerde siyaset arenası, yüksek idealler uğruna alınan bedellerle, kahramanlık destanları yazan insanlara muhtaçtı. Hayrettin Alp Atabeyimiz, hem kişiliğiyle hem de siyasi mücadelesiyle; “Ülkü ve dava” savunuculuğunu, bir davaya katılmaktan öte, inançla yoğrulmuş bir yaşam biçimi olarak ortaya koydu. Onun karakteri, günümüz siyasetine ışık tutan, derin akademik birikimi ve insan sevgisini yansıtan fikirler bütünüdür. Ziyaretine gittiğinizde masasında yer alan güncel kitaplar, sayfalarını çevirdikçe duyduğunuz o asalet duygusunu ve bilgiye olan aşkı anlamak, onun ruh dünyasını keşfetmenize vesile olur.
Hayrettin Alp Atabey, Anadolu’nun kadim örf ve adetlerini modern dünyanın getirileriyle harmanlayan; aynı zamanda kendi içindeki eşsiz düşünce süzgeciyle, her zerresinde milli ideallerin izlerini taşıyan, tarihsel bir mihenk taşı mesabesindedir. İstanbul’un en prestijli mekanlarında yaşamasına rağmen, tevazu ve nezaketini yitirmemiş; ziyaretçilerine yalnızca entelektüel bir sohbet değil, aynı zamanda yüreğimizin derinliklerine dokunan, edebi bir misafirperverlik sunmaktadır.
Bu kutlu davanın içindeki şahsiyetlerin, destansı bir serdengeçtiğin izlerini bugün bile okumak mümkündür. Hayrettin Alp Atabeymizin hayatı, bir milletin ideallerini ve o idealler uğruna ödenen bedellerin ne denli kutsal olduğunu anlatır niteliktedir. Onun gibi ender şahsiyetler, yalnızca siyasi bir mücadeleyi değil, aynı zamanda insanlık onurunu, vatan sevgisini ve akılda iz bırakan değerleri temsil etmektedirler. Onun yaşam öyküsü, tüm zorluklar ve engellerin ardında parlayan bir umut ışığı, gelecek nesillerin yol haritası olacaktırmaktadır.
Ne vakit onun vizyonuna kulak verseniz, masasında dizili düşüncelerin ve notların ardında, tarih boyunca yazılan destanların bir parçası olduğunuzu hissedersiniz. Hayrettin Alp Atabeyimiz, yalnızca önceki kuşakların gururu olmakla kalmamış, aynı zamanda yeni nesillerin de yol göstericisi, aynı zamanda fikirlerin ve değerlerin daimî koruyucusu olarak kalbimizde mekan tutmuş bulunmaktadır.
Bu destansı karakter, yaşamın zorluklarına karşı verdiği direniş ve idealler uğruna sürdürdüğü mücadeleyle, bugün hâlâ yeri doldurulamayacak bir efsanedir. Kendisine duyulan saygı ve minnet, sadece geçmişte bıraktığı izlerle değil, aynı zamanda geleceğe ilham veren ruhuyla ölçülmektedir. Hayrettin Alp Atabeyimiz, zamanımızın kayıtlarında bizleri şahitliği ile, asaletin ve fedakârlığın canlı bir temsili olarak yerini alırken, onu tanımak ve anlamak, her birimizin ruhuna işleyen unutulmaz bir örneklik teşkil etmektedir.
Ne kutlu; destansı karakterlerin asil gönüllerinde yer sahibi olmanın verdiği hazzı taşıyan insanlara!
Sosyolog Berrin YAĞLIOĞLU
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.