FATİH ÇİÇEK: TERAZİNİN AKIL VE KALP DENGESİ ŞAŞARSA!
FATİH ÇİÇEK: TERAZİNİN AKIL VE KALP DENGESİ ŞAŞARSA!
Yıl 2123. Türkiye'de binaların %90'ı sismik izolatörlü.
TERAZİNİN AKIL VE KALP DENGESİ ŞAŞARSA.
Yıl 2123. Türkiye'de binaların %90'ı sismik izolatörlü. Yani depremi soğurma ve şiddetini azaltma teknolojisine sahip. Hatta teknoloji öyle gelişmiş ki yer altında ki fay hattının derinliği nispetince erken uyarı sistemi geliştirilmiş. Akıllı evler ve akıllı telefonlar çıldırmış gibi alarm veriyor. Eğer fay yerin 30 km altındaysa 3 dakika önce 10 km altındaysa 1 dakika önce haber veriyor. Her şeye rağmen evlerde çelik kafesler var. İnsanlar bilimin gösterdiği tüm yol ve yordamları koşulsuz uyguluyor. Yani ölmemek için tüm önlemler alınmış. İnsanlar yıllar içinde acziyetini unutmuş ve bilime taparcasına güveniyor.
Yıl yine 2123. Yerin 9 km altında bir fay kırılıyor ve 9.9 şiddetinde bir deprem oluyor. Deprem 30 sn sürüyor ve 6 kat üzeri tüm binalar yerle bir oluyor. Nedense akıllı binalar ve akıllı telefonlar hiç alarm veremiyor. Ölüm sayısının milyonlar olmasından korkuluyor. Depremden sonra uzmanlar neden bu kadar sığ ve bu kadar şiddetli bir deprem olduğunu ve bunun için gereken önlemlerin neler olduğunu konuşmaya başlıyorlar. Yeni teknolojiler üzerinde duruluyor. Sismik izolatörün yeterli olmadığı ve böyle giderse bir sonraki deprem de daha büyük bir felaketin yaşanabileceği konuşuluyor. Daha kötüsü kendisini güvende hissetmeyen halkın stresten, sıkıntıdan psikolojik buhranlar geçirip intihar etmeye başlamasıyla ölüm sayısının önüne geçilemez bir hal alıyor. Herkes daha ne gibi tedbirler alınabiliri konuşurken psikolojik tedbirleri de seküler yaklaşımla muhakkak ele alıyor.
Bilim biricik insana da ve onun psikolojisine de kitlesel araştırmaların ışığında yaklaşıyor. Yani bin kişinin ya da 10 bin kişinin üzerinde yapılan bir araştırma çoğunluğun hastalığını ele alıyor. Peki Ruhsal rahatsızlıklar bedene yapılan maddesel takviyelerle tamamen tedavi edilebilir mi? Görmediğine inanmayan modern bilim görünür şeylerle ruhu tedavi edebilir mi? Bugüne kadar deneme yanılma yöntemiyle birçok defa prosedürler uygulamış sonra vazgeçmiş bilim insanlarının yanılgılarını sona erdirecek ana unsuru göz ardı etmeleri onların toplumlar üzerindeki hakimiyetini kaybetmelerine sebep olacağı içinse, değil 100 yıl bin yıl geçse de o bağı kuramadığımızda çözümü ortaya koyamayacağız demektir.
Yıl 2123 ve bin yılın en büyük depremi olmuş kimse Allah'ın bir kader yazdığından ve bunun karşısında insanın acizliğinden, ölüm korkusunu yenen tek şeyin iman hakikatleri olduğundan bahsetmiyor. Akıl ve kalp gibi iki eksenli bir hayat anlayışının akıl (tedbir) kısmına takılan insanlar, kalp(tevekkül) boyutundan yana eksik kalıyorlar bu sefer. Dengesi şaşan terazi akıl kısmına doğru yıkılıyor da en çok güvendiği yerden vuruluyor insan. Bilimin tek gerçek güç olduğuna inanan uzmanlar bu v.b. felaketleri de bilimin ışığında açıklıyorlar.
Bir de halen bu afetleri zulümlere, zinalara v.b. günahlara bağlayıp insanların imanlarını sağlamlaştırmaya ve psikolojilerini düzeltmeye çalışan 2035-2045 doğumlu yaşlıları da bunak ve çağdışı olmakla itham ederek kâle almıyorlar. "Yıl olmuş 2123 bu zihniyet hala herşeyi kayıtsız şartsız Allah'a bağlıyor" diye konuşuyorlar bu irfan numunelerinin arkasından.
Çok şükür yıl 2023'de biz öyle değiliz dimi?
Selam Ve Dua İle!..
Fatih Çiçek
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.