İnsani Değerler ve Toplumsal Bilinç!

Eğitimci yazar Özgür Akkuş yazdı; İnsanlar, menfaatleri sona erdiğinde yollarını kolayca ayırabiliyor; bazen de en çok güvendiğimiz kişilerden hiç beklemediğimiz hayal kırıklıkları yaşayabiliyoruz.

İnsani Değerler ve Toplumsal Bilinç Üzerine: İnsanlar, menfaatleri sona erdiğinde yollarını kolayca ayırabiliyor; bazen de en çok güvendiğimiz kişilerden hiç beklemediğimiz hayal kırıklıkları yaşayabiliyoruz. Oysa insanın özünde iyilik ağır basar. Fakat koşullar, yaşam mücadelesi ve çevresel baskılar insanları istemeden bencilleşmeye itebiliyor. İnsanlar, sosyal rollerini iyi oynadıklarında "başarılı" addediliyor, fakat bu durum insanın öz benliğini, samimiyetini zedeleyebiliyor. Gerçekte hepimiz görünmez iplerle birbirimize bağlıyız. Kuantum evren yasaları da bunu açıklar: Ne düşünüyorsak, onu kendimize çekeriz. Yani duyarsız kaldığımız her toplumsal sorun, bir gün dönüp bizi de bulur. "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" düşüncesi sadece bireyi değil, tüm toplumu yıpratır. Gerçek iyilik, sadece kendimiz için değil, herkes için iyi bir şeyler istemekle başlar. İstanbul gibi büyük metropollerde, yaşam şartlarının zorluğu, teknolojinin insanı mekanikleştirmesi, sağlıksız yaşam koşulları ve bireysel kaygılar insanları daha bencil ve duyarsız hale getiriyor. Barınma sorunları, sosyal adaletsizlikler, ekonomik baskılar insanların insani vasıflarını törpülüyor. Bu durum da toplumsal yıkıma ve çıkar ilişkilerinin daha da derinleşmesine sebep oluyor. Oysa ki gelişmiş toplumların en büyük başarısı, hukuk bilinci ile birey olmayı başarmalarında yatıyor. Hak, hukuk ve adalet kavramlarına saygı gösteren bir toplum; sadece bireylerin değil, toplumun tamamının refahını sağlar. Bir trafik ışığında sabırla beklemek, bir sırada başkalarının hakkına saygı göstermek, küçük gibi görünen ama toplumu güçlü kılan davranışlardır. Ne yazık ki, biz çoğu zaman kendi hakkımızı savunurken başkalarının haklarını göz ardı ediyoruz. Böylece toplumsal bilincimizi kaybediyor ve sosyal yaşamı çıkmaza sürüklüyoruz. Oysa ki gerçek çözüm çok açık: Herkes için adalet, herkes için duyarlılık, herkes için hak hukuk bilinci! Toplumu değiştirmek bireyden başlar. Her birey, önce kendi duyarlılığını artırmalı, kendi çevresinden başlayarak iyiliği büyütmelidir. Çünkü insanlık, ancak ortak iyilikte ve toplumsal bilinçte yükselebilir.