KABALA SİYONİZM VE TEK DÜNYA HAKİMİYETİ

Kabalada HAÇ işareti birçok şekil ve mana ifade etmektedir. Üzerindeki her değişiklik farklı bir hâkimiyeti işaret eder. Bunlardan en çarpıcı olanı “Swastika” adı verilen Gamalı Haçtır. Seneler boyunca Kara büyüde kullanılan bu haç, şeytanın mührüdür ve İblis’in dünya hakimiyetini vurgular. Haç Hıristiyanlara ait bir sembol değildir, bütün eski medeniyetlerde kullanılmıştır. Hristiyanlara eski Paganizmin sembolü olarak yamanmıştır. 

Siyonizm 1897 yılında başladı diye bilinir ama bugün “Siyonizm” diye tanımlanan düşünce esasta köken itibari ile mondializmdir. (Tek Dünya Hakimiyeti) 

Nitekim muharref Tevrat’ta: “Senin çocuklarına Mısır Irmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu ülkeyi veriyorum.” (Tevrat, Yaratılış, 15. Bab, 18) yazılmıştır.

Siyonizmin tarihi Tevrat kadar eskidir. “Ayak tabanınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız çölden Lübnan’dan ırmaktan, Fırat ırmağından Garp denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak, Allah’ınız Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine salacaktır.”  (Tekvin 12/25)

Asla yazıya geçirilmeyen Kulaktan kulağa aktarılan ve sır esasına dayanan Kabala öğretisi her dönem Juraselam Lodge (Kudüs Locası)’nın üç kabalist hahamı tarafından ezberlerinde muhafaza edilir. Bu kabalistlerden biri öldüğünde ise 70’ler meclisinden yerine bir başkası geçirilir. Bu sistem “inisiye” dediğimiz sistem manasında Eski Mısır’dan gelen gelenektir. İnisiye den kasıt şudur: Bilgiyi Yazıya geçirme!… geçirirsen başkasının eline geçer. O zaman bunu ancak üstadlar arzu ettiği kimseye öğretsin ve güç kontrolde kalsın. 

Bu inançta olanları önderi Şeytan olduğundan dolayı elbette ki bunlar hayrı ve güzelliği değil tam tersi olan kötülüğü, nefreti, şiddeti, ölümü, çocukların katledilmesini, şehvetin cinselliğin sapıklığın içkinin kumarın vs artmasını isterler ve bunu yaymak için çalışırlar. Çünkü onların taptığı İblis onlardan bunu istiyor. Dünya ve insanlık ne kadar dejenere olursa onlar amaçlarına kendilerini o kadar yakın hissederler.

“Hıristiyanlara yapacaklarını yapmışlardı. Dinin münakaşa götürür konularını istismar ederek Hz. İsa’nın uluhiyyeti konusunu münakaşa meselesi yaparak Hıristiyanlıkta şüpheciliğin yani imansızlığın yolunu açmışlar, onları münakaşaya tutuşturmuşlar, fırkalara, mezheplere ayırmışlardı. Bunu yaparken en büyük yardımcıları onlarla işbirliği yaparak Papalık makamına oturan insanlardan kardinallere rahiplere kadar pek çok kişi vardır.

Bu sözler İslam alemine karşı sürdürülen oyunun da ne olduğunu ortaya koyuyor zaten. İslam dünyasında absürd tartışmaların arka planında bu düşünceler vardır. 

Yahudiler (Siyonist Kabalacılar) Hıristiyanlığı perişan etmişlerdir. Bu kadar çok uydurma ile Hristiyanlığın ne hale geldiğini ve insanlara hiçbir şey veremediğini bugün net bir şekilde görüyoruz. “Eşcinseller de cennette girer” “Hz. Adem kötü bir figürdür” diyen bu bir papa İsa’nın temsilcisiyim diyor ama Şeytana çalışıyor. 

“Masonlar bunun en güzel örneklerini Hıristiyanlıkta vermiştir. Bu ilahi dini emanetçilerinin elinden alarak mason sembolleri içerisinde adeta boğmuşlardır. 

Bir yahudi yazar şunu söyler: “Kabala, Yahudilerin kanına girmiş bir zehirdir, bundan kurtulmaları mümkün değildir.“

Amerika keşfedilince, Yahudiler Kuzey Amerika’ya yerleşip, tamamen Masonik bir devlet kurmuşlardır. Masonlar burada devlet kurumlarını kendi kontrollerinde tesis edip, güç ve zenginliklerini artırmak amacıyla her kurum için birtakım sistemler geliştirmişlerdir. Bugün ABD neden İsrail’in zulmüne ses çıkarmıyor diyenler ABD’nin bir Yahudi devleti olduğunu görmeyenlerdir.

I.Dünya Savaşı öncesinde Sultan Abdülhamid’e gelerek Filistin topraklarını isteyen Siyonist Theodore Herzl’in finansörü Mason Rotchild Hanedanlığı olduğunu artık biliyoruz. Yahudiler Kudüs’e tekrar sahip olup, Süleyman Mabedini tekrar inşa etmek istediklerinde Osmanlı engeline takıldıklarında, plan bellidir.Sultanı indir devletin başına gaileler aç. 

İttihatçılarında kullanılması ve I Dünya Savaşı sonucunda o bölgeler Osmanlıdan kopartılır.

Geriye sadece Avrupa’da dağınık yaşayan Yahudileri Kudüs’e ulaşabilecekleri bir bölgede toplamak kalmıştır. II.Dünya Savaşı’nda, Paganist Naziler, Avrupa’daki mason locaları, savaşı finanse eden güçlü Yahudi aileler ve ABD, milyonlarca insanı kendi amaçlarına kurban ederek, hedeflerine ulaşır. 

Şimdiki hedef ise  zulüm ve katliamı artırarak insanları iyice umursamaz hale getirip Mescid-i Aksa’yı yıkmak ve Süleyman Mabedini Tapınak tepesine yeniden dikmektir. 

İsrail’in izlediği siyaset Mescid-i Aksa’nın yıkılması suretiyle Süleyman Mebedini yeniden inşa etmek teşebbüsüdür.

İsrail’in kurucusu David Ben Gurion’un “Kudüssüz İsrail’in bir anlamı yok, tapınaksız Kudüs’ün de bir anlamı yok” şeklindeki sözleri öteden beri İsrail’in niyetini ortaya koymaktadır. 

Yahudiler Süleyman Mabedi’ni ihya etmek istiyorlar.

Süleyman mabedini Hz. Süleyman’ın babası olan ve yine bir peygamber olan Hz. Davut yapmak istemiş ancak kendisine izin verilmemişti. 

Bugün Yahudiler Süleyman mabedini yapmak istiyor, ancak mabet niçin yapılır, hangi amaç için yapılır bunu unutmuş gözüküyorlar. Mabet Siyonist amaçlar için yapılacaksa o mabet Süleyman mabedi olmaz. Bugün ağlama duvarına gidip ağlayanlar onda bir kutsallık gördüğü için ağlıyor, peki kendilerinin yaptığı binada kutsiyet olacak mıdır? 

Peki Hz. Süleyman zamanındaki şeriatı bugüne taşıyarak nasıl yaşayabileceklerini düşünüyorlar? 

Yahudiler peygamberleri onların aralarındayken de Peygamberlerin söylediklerine uymuşlar mıydı?. 

Gerçek şeriat nasıl takip edilir?

Gerçek şeriat Allah’ı takip etmektir. 

Peki, Allah nasıl takip edilir? 

Allah, her zamanda vazifelendirilen peygamberlerden, gönül noktalarından, görevli, vazifeli insan-ı Kâmillerden yani velayet noktalarından takip edilir. 

Geçmişe saplanıp kalanların zillet hali ise Yahudilerin yapıp ettiklerinden görülebilir.