DOLAR

32,7303$% 0.2

EURO

35,4893% 0.11

STERLİN

42,0379£% 0.28

GRAM ALTIN

2.498,27%-0,51

ÇEYREK ALTIN

4.056,00%0,81

TAM ALTIN

16.249,00%0,84

ONS

2.374,76%-0,68

BİST100

10.927,00%0,69

BİTCOİN

฿%

LİTECOİN

Ł%

ETHEREUM

Ξ%

RİPPLE

%

TETHER

$%

a

YAHUDİLER SEÇİLMİŞ Mİ YOKSA LANETLENMİŞ Mİ?

Yahudiler “Kur’an bizi lanetledi” diye propaganda yaparak Kur’an-ı Kerîm’i kötülemeye kalkıyor. Bu propagandaya inanan bazı Hıristiyanlar da Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetlerin çıkartılmasını isteyecek kadar kendilerinden geçmiş durumdadırlar. Ancak unuttukları bir şey var! Yahudilerin lanetlendiğini sadece Kur’an değil Tevrat da söylüyor. Ve Hıristiyanlar da kendi peygamberleri olan Hz. İsa’nın katilleri olduğu gerekçesi ile Yahudileri lanetli olarak görürler.  

Eski Ahid’de Rabbin İsrailoğullarına seslenirken onlardan erdemli, ahlaklı oldukları sürece sevilecekleri ahdinin de bu merkezde meşru olacağını beyan etmektedir. Eski Ahid’in birçok yerinde bu erdemliliğe aykırı hareket eden ve bunu soydan gelen bir seçilmişlik olarak hatalı biçimde algılayan İsrailoğullarına karşı Allah’ın sert bir şekilde uyarı yaptığını görüyoruz. Yani İsrailoğullarının Rabbi onları iki seçenekle baş başa bırakmıştır: kutsanmak veya lanetlenmek.

“Bakın, bugün önünüze kutsamayı ve laneti koyuyorum:

Bugün size bildirdiğim Tanrınız RAB’bin buyruklarına uyarsanız kutsanacaksınız.

Ama Tanrınız RAB’bin buyruklarını dinlemez, yoldan saparsanız, haksızlık ederseniz, şiddete başvurursanız. Suçsuz kanı dökerseniz lanete uğrayacaksınız.

Tesniye 11/26-28 de açıkça İsrailoğullarının önüne iki seçenek konmuştur. Kutsanmak ya da lanetlenmek! Ve maalesef onların geneli Rabbin temel ahlaki erdemlerini uygulamayarak laneti seçmişlerdir. Eski Ahid’e Göre İsrailoğulları takvalı oldukça üstün kalacaklardı. Ne kadar takva sahibi olduklarına bakıp üstün olup olmadıklarını daha iyi görebilirler. 

Yahudilerin peygamber katili olduğunu bizzat Tevrat söylemektedir.

Ama halkın söz dinlemedi, sana başkaldırdı. Yasana sırt çevirdiler, sana dönmeleri için kendilerini uyaran peygamberleri öldürdüler. Seni çok aşağıladılar.

Hıristiyanlar tarafından kendi peygamberlerinin katili olarak LANETLENEN Yahudilerin üzerindeki lanet Papa II. Jean Paul’un, 26 Mart 2000 tarihinde gerçeklesen İsrail’de Ağlama Duvarı’nı ziyaretinde, duvarın yarığına soktuğu kâğıtla yani bir oldu bitti ile kaldırılmıştır:  

Babalarımızın Tanrısı, sen İbrahim’i ve ahfadını, İsmini kavimlere tanıtmaları için seçtin. Bizler, senin bu çocuklarına tarih boyunca acılar çektirenlerin yaptıklarından derin üzüntü duymaktayız ve bu yüzden bizleri affetmeni niyaz ederken, Ahit yaptığın halkın çocuklarıyla hakiki kardeşlik ilişkilerine girmeyi taahhüt ediyoruz.”  

1962-1965 yılları arasında gerçekleşen İkinci Vatikan Konsili’nin vardığı netice şudur: “Yahudiler, Tanrı’nın seçilmiş halkıydılar ve halen öyledirler; Yahudilerin Hz. İsa’nın ölümünden sorumlu oldukları fikri reddedilmiştir ve “lanetli bir kavim” olarak anılmamalıdırlar; Yahudi aleyhtarlığı Hıristiyan öğretisinden ve eğitiminden kökten sökülmelidir.”

Yani Yahudiler en yüksek makamda Hıristiyanların nazarında kendilerini temize çıkarmış görünüyorlar. Ama Kur’an’da onların gerçek yüzü anlatılmaya devam ediyor. Yahudilerin düşmanlıkları ve azgınlıkları onları o kadar rezil bir duruma düşürüyor ki Allah kelamını değiştirmeyi istemek onlara çok normal geliyor, çünkü eskiden beri yaptıkları bir iş bu… Kendi kitaplarını kolayca değiştirdikleri gibi Kur’an’ı da değiştirebileceklerini zannediyorlar. Onlar kendi yapıp ettiklerinden dolayı lanetlenmişlerdir. Allah’ı suçlamayı bırakıp kendi kötü fiillerini düşünmelidirler. Hala daha Allah’ın yarattığı Filistinlileri öldürerek kendi Rabblerine sevgili olacaklarını düşünüyorlar. Yaptıkları kötü fiillerin kendilerine güzel gösterilmesi Allah’ın rahmetinden ne kadar uzak düştüklerinin çok açık bir ispatıdır aslında. 

“Vaktiyle biz, İsrail oğullarından; Yalnızca Allah’a kulluk edeceksiniz, ana baba’ya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve; İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz. Hâlâ yüz çevirmektesiniz”

Eski Mısır’ın materyalist, büyüye dayalı ezoterik (gizemli) öğretilerini bilen Yahudiler, Tevrat’ın bu konudaki kesin yasaklamalarını tamamen göz ardı ederek, diğer putperest kavimlerin büyü ritüellerini de benimsemişler ve böylece Kabala Yahudiliğin içinde ama Tevrat’a muhalif bir mistik öğreti ortaya koymuşlardır. Büyücülük, bildiğimiz kadarıyla, Filistin’in İsrailoğulları tarafından işgal edilmesinden önce, Kenanlılar tarafından uygulanıyordu. Mısır, Hindistan ve Yunanistan da kendi kâhinlerine ve büyücülerine sahipti. Musa Yasası’nda (Tevrat’ta) büyücülük aleyhinde yapılmış lanetlemelere karşı, Yahudiler, bu uyarıları göz ardı ederek, bu öğretiye kendilerini bulaştırdılar ve sahip oldukları kutsal geleneği, diğer ırklardan aldıkları büyüsel düşüncelerle karıştırdılar

Kuran’da bu konuya işaret eden bir ayet bulunmaktadır. Allah, İsrailoğulları’nın, kendi dinlerinin dışındaki kaynaklardan şeytani büyü öğretileri öğrendiklerini şöyle haber vermektedir:

“Ve onlar, Süleyman’ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkâr etmedi, ancak şeytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil’deki iki meleğe Harut’a ve Marut’a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: “Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkâr etme” demedikçe hiç kimseye öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah’ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi”.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli
Tüm Yorumlar (1)

Sıradaki haber:

Cezaevleri doldu! Türkiye cezaevindeki mahkum artışında Avrupa birincisi