Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Barbie Filmine Gittiniz mi?

BARBİE FİLMİNE GİTTİNİZ Mİ?

BARBİE FİLMİNE GİTTİNİZ Mİ?

Kaç gündür gitsem mi gitmesem mi dediğim Barbie filmine en sonunda gittim ve beklediğimden daha güzel mesajlar verildiğini gördüm ki emin olun gitmeseydim büyük bir ön yargıyla yazacaktım satırlarımı.

Filmin ilk sahnelerinde Barbie kendi dünyasında kendine odaklı bir kadın, biyolojik olarak mükemmele yakın,bilinçaltında bize ideal ve çekici gelen özelliklere (iri& renkli gözler, sarı uzun saçlar, güzel kalkık bir burun, dolgun dudaklar, uzun bacaklar, ince bel…vb.) sahipken, selülitleridahi olmayan, yemeyen, içmeyen, duygu hissetmeyen, cinsel organı olmayan bir kadın.

Filmde, Pembe dünyasında, etrafında başarılı kadınların olduğu, üzülmenin, kırılmanın olmadığı bir dünyada Ken’e“Bu gece bende kalamazsın, kızlarla pijama partisi vereceğiz” cümlesini rahatlıkla kurabilen, hepimizin aradığı o olgun, anlayışlı, erkeğe sahip bir kadın…

Ken, Barbie’ye aşık ve sevgisini her şekliyle gösteren cinsel organı olmayan bir erkek. Filmin devamında üzerlerine giydirilen mükemmelliğin bozulduğu sahnelerde erkek gücü ve baskısını yaşatan, Kendini kabul ve keşif yolculuğuna çıkacak olan, üçgen vücutlu, eğlenceli ,gerçek dünyada  Barbie’ye eşlik edip, destek olan bir aşık.

Toplumsal roller ve beklentilerden tutun, kendimizi duygularımızı yaşamanın gerçekliği ve önemi üzerine güzel sahnelerin olduğu bir film olmuş.

Kadın olmanın naifliği, fıtratıma doğama uygun yaşamanın önemi, duygularımı farkedip kabul etmenin erdemliliği ile erkek olmanın baskı-güç olmadığı, gerçek sevginin hissetmekten, kabulden, anlayışla yaşanabileceğini hatırlatan bir film benim gözlerimden.

Hadi sizde bugün Kendi Yolculuğunuzda, kendinizle ne yapacağınıza karar verin, film mi izleyeceksiniz, tiyatroya mı gideceksiniz, seramik mi yapacaksınız, bir şeyler mi karalayacaksınız, müzik mi dinleyeceksiniz, psikoloğa mı gideceksiniz, resim mi yapacaksınız, sessiz sakin bir yerde şiir mi yazacaksınız, gökyüzüne bakıp beyninizi mi boşaltıp iç sesinize mi odaklanacaksınız. 

Sevgiyle kalın…