Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nilüfer Akıngül

28 Şubat

28 Şubat Türk tarihin yüz karası olarak yıl dönümünde anılmaya devam ediyor. Salih’ (as)in devesinin boğazlandığı gibi hayallerin darağacında infazıdır 28 Şubat. Beni Allah’tan başka kimsenin emri ve kuralı bağlamaz diyerek İbrahim’ce ateşin tadına bakıp rıza-ı ilahideki sıratta düşmeden tutunmaktır ve dahi alevlerin içinde güllere düçar olup miskini yaşamaktır.
Kaybettiklerimizle, kazanmanın heybesinde ruhumuza, kalbimizde taşan imanın yükünü taşımaktır, yıkılıp dik durmaktır, kısacası kul kalmaktır 28 Şubat…

28 Şubat, ruhunun ve hayallerinin enkazında kalan sayısız mazlumların “Sesimi duyan kimse var mı” nidalarına el cevap “Rabbim var” deyip sinesine gömüldüğü tarihti. Kuşun kanadını kırıp uçmasını beklemek ve akabinde kapasitesine ve karakterine laf ederek aşağılayıp hakir gören, hakaret eden ve edindikleri diplomalarla alandaki boşluktan yararlanarak işe giren vasıfsız insanların hükümranlığıdır 28 Şubat. O dönemlerde çıkan Ömer Karaoğlu’nun “Kuşlar” isimli eserini bir de bu yazıdan sonra dinlemenizi rica ediyorum değerli okurlarım.

Türkiye’de o süreçte yani 28 Şubat’ta yaşanan bir zulüm sarmalı içten içe tüm ülkeyi etkisine almıştı. Medya tüm çirkefliğiyle islama saldırıyor, kurgulanan tiyatrolar haber bültenlerinde oynanıyor ve bir avuç insan hariç tüm ülke sessiz sedasız bu manevi infazı izliyordu. Rahmetli Necmettin Erbakan’ın yoğun uğraşları sonucu minimum düzeyde yaşanan bu darbenin maximum düzeyini tahmin bile edemiyoruz. Rahmetlinin alnından boncuk boncuk akan terlerini okuyup anlamak pek de zor olmasa gerek.

Bu darbenin en büyük mağduru muhakkak’ki yine Türkiye olmuştur. Dış güçlerin oyunlarına gelen devlet, tabiri caizse kendi kendinin ayağına taş bağlayıp ulusal arenada yarışmış ve ülkemizi en az bir elli yıl geri çekmiştir.

Genel geçer bir kuraldır zaten “Kesemediğininiz ağaca kurt düşüreceksiniz” Nitekim öyle de oldu önce Fadime Şahinler, Müslüm Gündüzler vs. İslama saldırmak için dış dinamizmin kendi proje adamlarıyla dini itibarsızlaştırma çabaları ve sonrasında dine, dini imge ve objelere saldırmalar vs. Bunun güç yetirilemeyen neticelerine hemen hemen her devlet kurumunda şahit olduk maalesef.

Unutmayalım ki Kahramanmaraş’ta bir kadının örtüsüne el uzatan kafire saldırmasıyla Kurtuluş Savaşı’na yön veren Sütçü İmam ruhu olmasa Türkiye Cumhuriyeti denen bir ülke olmayacaktı. Ve yine unutmayalım ki baskılanan her haklı basınç (buna din de dahil) kontrolsüz bir şekilde, olumlu ya da olumsuz eninde sonunda varlığını gösterecektir. Bir daha bu kara günlerin yaşanmaması dileği ile bir 28 Şubat mağduru olarak sizleri selamlıyorum. Selam ve dua ile.

Nilüfer Akıngül
Leylifer

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ