AHDE VEFA

Şöyle bakınca etrafımıza, sadece binalar değişmedi, ya da köşede ki bakkal, internet hızımız, izlediğimiz programlar hatta köşe yazılarının bile gazetelerden ayrılıp internet haber sayfalarında yazılıp okunur hale gelmesi değişmedi.

İyilik değişti, davranışlar değişti, kıyafetler değişti, kültür değişti, konuşmalar bile değişti. Değişen o kadar çok şey var ki, hepsini yazmaya kalksak yüzlerce sayfada değişmek zorunda kalacak.

Ne çok ihtiyacımız var değil mi vefaya, ne çok mağdur etmişiz o yanımızı, oysa nefes kadar, su kadar kıymetli ve gerekli bir haslettir vefa.

Yıllar önce Kıymetli insan Taner Akkuş vesilesi ile tanıdığım Ahde Vefa Platformu başkanımız Sayın Nuran Kırlakhanımefendinin de bildiği AHDE VEFA isimli şiirim geldi aklıma.

Hepimizin telefonu gün boyu kandil mesajları ile dolup taşmıştır. Malûm bu Akşam Regaip Kandili.

Herkese ahde vefayı bilen insanlarla karşılaşmayı temenni ederek kandil tebrikimi de yapmış olayım.

AHDE VEFA

Ahde vefa dediğin sadakatin mührüdür,

İnsan olmanın vasfı, varıdır ahde vefa.

Sanmasın hiçbir nisa iki cihanda hürdür,

Başıboş bir bedenden beridir ahde vefa.

Bu el, bu göz, bu nefes, neye işaret varlık?

Değmez mi bu nimeti sunana vefakârlık?

Vefakârlığın özü küçük bir fedakârlık,

Hakkın gönlüne erme, kârıdır ahde vefa.

Vefa hem Yaradan’a hem yaratan kuluna,

Canı fedaya gider yol olmaksa yoluna,

“Vermem” diyen bir elden nasıl razı oluna?

Olmak ya da olmamak yeridir ahde vefa.

O İslam’ı şiardır, kalubela ahdidir,

O insanın Rabbine yükseldiği tahtıdır,

İmkândır, imtihandır, kulun cennet bahtıdır,

İnsanın içinde ki, biridir ahde vefa.

Misakın ispatıdır, Mümin’in nişanıdır,

“Rabbim sensin” diyenin yaradılış şanıdır,

İnsanın öz insana son hızla koşanıdır,

Varlığını bilmenin sırrıdır ahde vefa.

Bazen bir İbrahim’dir, bazen Mahmut Mustafa,

Bazen bir Bismillah tır indirilen Mushaf’a,

Şu güneş, şu ay, şu gök, nur saçmışsa etrafa,

Kulun imtihanına sorudur ahde vefa.

Mehmet Hacıismailoğlu