Nöbetçi Eczaneler
Eğitimli insan, teknolojik gelişmeler ile birlikte kendisini yenileyebilen, kültürel ve toplumsal değerlerine sahip çıkabilen, ihtiyaç duyduğu bilgiye gerektiği zamanda ulaşabilen; okuyup yazabilen, okuduğunu sorgulayabilen ve yeni çözümler üretebilen insandır.
Sorunları yumağı içerisinde kıvranan ve kalıcı çözümler üretilemeyen ülkem insanının problemlerine, yeni bir sorun eklendi; “Akran Zorbalığı.”
Akran zorbalığı, okul yerleşkelerinde sıkça karşılaşılan,kendi akran gurubu içerisindeki öğrencilerin, kimi akranlarınafiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak, üstünlük kurma gayretidir. Bir başka ifadeyle, “Bir çocuğun, bir veya birden fazla akranı tarafından tekrar tekrar ve kasıtlı biçimde kötü muameleye maruz kaldığı bir istismar türüdür.”
“Akran zorbalığı davranışının üç temel özelliği bulunmaktadır. Davranışın bilinçli ve kasıtlı olarak zarar verme amacıyla gerçekleştirilmiş olması. Davranışın tekrarlanarak devam etmesi. Davranışı yapan öğrenci ile maruz kalan öğrenci arasında farklı nedenlerden kaynaklanan güç dengesizliğinin bulunması. (Örneğin, fiziksel özellikler veya yaş)” 1
“Akran zorbalığını kendi içerisinde üçe ayırmak mümkündür. Sözel zorba davranışlar; kişiye lakap takılması, alay edilmesi, küfür edilmesi ve gurur kırıcı sözel ifadeler olarak açıklanabilir. Duygusal zorba davranışlar; arkadaş grubu içinde dışlamak, görmezden gelmek, yardım etmemek, ortak grup aktivitelerinde görev veya sorumluluk vermemek şeklinde tanımlanabilir. Fiziksel zorba davranışlar ise fiziksel güç kullanarak yapılan davranışlardır. Bu davranışlar; yanından geçerken omuz atmak, iteklemek, tekme veya yumruk atmak gibi fiziksel eylemleri içeren davranışlardır.” 2
Akran zorbalığını önlemenin birinci basamağı aile ve ebeveynlerdir. İbni Haldun, “Çocuk anne ve babayı taklit edecek şekilde yaratılmıştır. O halde eğitilmesi gereken kişi taklit eden değil, taklit edilendir” der. Akran zorbalığına eğilimin ergenlik çağlarına denk düştüğünü göz önünde bulundurduğumuzda, bu dönem konuşulduğunda her anne ve baba bunu sağlıklı bir şekilde dile getirebilmeli; ergenliğin utanılacak ya da sıkılacak bir fiziki değişim olmadığını, her insanın bu evre ile karşılaştığını ve bu dönemin fıtri bir gelişim olduğunu anlatabilmeli.
Ergenlik çağlarında, kendi arkadaşları ve karşı cins tarafından kabul görülme ihtiyacı çok yüksektir. Şayet ebeveynlerden biri, kendi iç dünyasındaki huzursuzluğu çocuğa şiddet olarak gösterirse, çocuk bunu en yakındakine ya kardeşine/kardeşlerine ya da okuldaki akranlarına yansıtacaktır. Haliyle öncelikli hedef, aileyi oluşturacak fertlerin, ahlaki ve erdemli davranışlar ile donatılmış olarakyetiştirmektir. Bunun yolu da malum olduğu üzere, aile, okul ve eğitim -okul öncesinden tutun da üniversiteye kadar- sistemimizdir.
Ergenlik çağındaki gençler, beğenilme duygularını kazanabileceği rol model olarak gördükleri popüler isimleri ve Batı’yı taklit edebilir. Çocuklarımızı, merhametin ve şefkatin olmadığı, bireyciliğin ön planda olduğu Batı kültürünün, “Sen varsan dünya vardır, en değerli sensin” fikrinin tahakkümünden kurtarmalıyız.
Akran zorbalığını, ahlaki ve erdemli davranışları bebeklikten itibaren aile içi ilişkilerinde görecek olan ergen yaştaki çocuk, elbette ki kendisine rol model olarak bu davranışları alacaktır. “Sevgi ve merhamet” duygularıyla yetişen bir çocuk, ergenlik ve daha sonraki yaşamında da bu iki değerin semeresini görecektir. Merhamet ile ilgili, Peygamber Efendi’miz (s.a.v): “Merhamet edenlere, Cenab-ı Hakk merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edeniz ki göktekiler de size merhamet etsin.”(Tirmizi, Birr-16) buyurmaktadır. Ebeveynler bu ölçüyü düstur edinmeli ve çocuklarını da bu düstur ışığında eğiterek topluma kazandırmalı.
Özcesi: Akran zorbalığına meyilli ergen yaştaki çocuklarımız, ebeveynlerinden ve toplumdan, eleştirilmeden, muhatap alınarak samimi bir şekilde değer bulmayı beklemektedir.
2-(https://nptipmerkezi.com/index.php/akran-zorbaligi-nedir)
YORUMLAR