Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet MEMDOĞLU

Karanlık Odaklar İşbaşında!

Algı, bir konu ya da bir bilginin zihne alınıp yorumlanması, seçilip düzenlenmesi manasına gelir. Kişinin, yaşadığı toplumun etkisiyle konu ve olayları algılayıp, karşı davranışlar oluşturması sosyal tepki ya da toplumsal tepki olarak adlandırılır. Bir toplumun algılarını yönetmek istiyorsanız, hedef toplumun kültürünü, değer yargılarını ve tutumlarını göz önünde bulundurmak zorundasınız.

Ünlü Amerikalı Sosyolog ve Medya Eleştirmeni Helbert Schiller, “Zihin Yönlendirenler” adlı kitabının giriş bölümünde, “Realitenin kusurlu olarak algılanmasına, hayatın gerçeklerini kavrama gücünden yoksun bırakılmış bir şuurun oluşmasına sebebiyet veren mesajlar, zihin menajerleri tarafından kasıtlı olarak üretilmiş manipülasyon amaçlı mesajlardır” der. Schiller manipülasyonu ise “Bir yandan çoğunluğa olup bitenlerde sanki kendisinin de aktif olarak yer aldığı inancını aşılamakta, bir yandan da bu insanların gelişmenin imkânlarından yeterince faydalanmasına engel olmaktadır” diyerek tarif ediyor.

Yüz yıllık Cumhuriyet tarihinde, Türkiye toplumunun “toplum mühendislerinin” müdahalesine maruz kalmadığı bir dönemi yoktur.  Siyasi ve toplum mühendisleri genellikle ortak hareket eder. Hedef olarak seçtikleri konuyu gündeme getirmeden önce, yönlendirici ve spekülatif haberlerle, algı oluşturmaya ve toplumun algısını yönlendirmeye çalışırlar. Toplumu dizayn etmek için yapılan bu hesaplar, bazen de karşı algı oluşmasına neden olabilmektedir.

 Hızla değişen dünya düzeni, yeni ve farklı politik stratejileri de beraberinde getirmektedir. Türkiye, buna uygun stratejiler geliştirmelidir. Farklı politik stratejiler geliştirmek kadar, donanımlı ve birikimli gençler yetiştirerek karşı mühendislik çalışmaları yapmak, bu odaklara karşı verilecek mücadelenin ayrı bir boyutu elbet.

Siyasi mühendisler,  31 Mart yerel seçimleri öncesinde, toplumu manipüle edecek yeni kaos senaryoları ve algı operasyonlarıyla Türkiye’nin iç barışını ve huzurunu bozmayı hedeflemektedir. Bu kez yapılmak istenen şey, insanımızı “inanç ve değer yargıları” üzerinden karşı karşıya getirmek. Senaryo, Anıtkabir’de “Kahrolsun Cumhuriyet, şeriat gelecek” şeklinde slogan atan şahıs üzerinden laik ve Kemalist kesimi, Fatih Cami imamı ve cemaatten bir vatandaşı bıçaklayan şahıs üzerinden de Müslüman ve muhafazakâr kesimi sokaklara dökmek. Türkiye’nin kırılgan sosyal fay hatları göz önünde bulundurulduğunda, basit birer eylem gibi görünen bu olaylar, toplumun sinir uçlarına dokunan ve toplumu sokaklara indirebilecek türden eylemlerdir. Hain planlarını tamamlamak için pusuda bekleyen bu odaklar, hedefleri doğrultusunda kullanacakları işbirlikçiler bulabilmektedir.

Bir köyde, aralarında husumet bulunan iki aile varmış. Bölgenin ileri gelenleri bu iki aileyi barıştırmış. Mevsim yaz ve iki ailenin de harman yerinde mahsulleri duruyormuş. İki ailenin barışından rahatsızlık duyan bir müfsit, harmanları ateşe vermeye kalkışır.  Ancak böyle bir ihtimale karşılık her iki ailede, harman yerinde önceden tedbir aldıklarından, bu müfsidi amacına ulaşmadan yakalar.

Karanlık odaklar, siyasi mühendislik faaliyetleriyle, hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olan Türkiye’nin toplumsal ve sosyal fay hatlarını harekete geçirerek, milletimizi inanç ve değer yargıları üzerinden karşı karşıya getirmek istiyor. Kirli ittifaklar yaparak, kaos senaryolarıyla Türkiye’nin iç barışını bozmayı hedefleyenler, bir kez daha utanacaklardır.

Karanlık odakların hesap edemedikleri bir şey var. Bu millet, ülkesi üzerinden hesap yapanlara fırsat vermeyecek kadar ferasetlidir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ